Arkadaşlarımızdan birisinin söylediği gibi, dünkü yazımla yer yerinden oynadı!
Dünün yorumları kendilerini çok iyi anlatıyor. Sanki bir paranoya ve korku ansiklopedisini okuyor gibiyim. Bu yorumlar, bizim hakkımızda olduğundan daha çok sahipleri hakkında bilgi veriyor.
Son derece katı kuralları olan, hayvanları kurtarmak için her gün ve her dakika bu kadar uğraşan Sahip Çıkalım! neden kurtardıklarını laboratuvarlara veya Çin Lokantalarına göndersin?
Sizin neyiniz var? Sağduyunuzu mu kaybettiniz hepiniz?
Laboratuvarlar ve Çin lokantaları birer efsane. Bilinmeyene karşı duydukları korku içinde yaşamayı tercih eden “hayvanseverler”in kendi kendilerine uydurduğu gülünesi bir efsane. Gülümser gibi bir kediyi sahiplenecek birilerinin olamayacağına inanan insanlar bunlar. Bu “hayvanseverler” sahiplenmiyor, o halde neden bir yabancı sahiplensin? Buraya RSPCA’den David Bowles’un laboratuvar efsanesini anlatan bir mektubunu koyuyorum. Eğer RSPCA’e de inanmıyorsanız köpeklerinizle vedalaşıp balkondan atlayabilirsiniz.
Mektubun Türkçesi:
19 Haziran, 2008Hayvanların yurt dışında sahiplendirilmesi konusu, sokak hayvanı sorununa çözüm getirmesi ve içerdiği riskler bağlamında tartışılmaktadır. RSPCA’nin çalıştığı 30’u aşkın Avrupa ülkesinin birçoğunda, köpek nüfüsunun sahiplenme kapasitesinden çok yüksek olması deneniyle, sokak hayvanı sorunu yaşanmaktadır. Tabii ki, bütün köpeklerin kendi ülkelerinde sahiplendirilebilmeleri tercih edilir. Günümüzde birçok ülkede bu mümkün değildir. Bu nedenle birçok organizasyon, köpekleri Turkiye, Ispanya ve Yunanistan’dan Hollanda gibi ülkelere göndererek sahiplendirmek için güzel bir sistem kurmuştur. Köpeklerin çok fazla olduğu ülkelerden çok az olduğu ülkelere gönderildiği bu sistem iyi çalışmaktadır. Başta sahiplendirilen köpekler olmak üzere herkes mutludur.
Bu ulaşım çok iyi denetlenmektedir. Avrupa yasaları sahiplendirilen köpeklerin kayıt altına alınmasını ve iyi kosullarda seyahat etmelerini kontrol etmektedir. Birçok hava yolu bu seyahati yaptirmaktan memnundur. Bu ülkelerdeki hayvan korumacı gruplar köpeklerin biran önce yeni evlerine varmalarına özen gösterdiği gibi, sahiplendirme sonrasında da köpeğin uyum gösterip göstermediğini yakından izlemektedirler.
Sokak köpeklerinin diğer ülkelerdeki laboratuvarlara gönderildiğine dair dedikodular RSPCA’nın da kulağına gelmiştir. Sokak hayvanlarının laboratuvarlarda kullanılması illegal olduğu gibi pratik olarak da mümkün değildir. Laboratuvarların sağlıklı köpeklere ihtiyaçları vardır ve bu nedenle kendi köpeklerini kendileri üretmektedirler. Başka ülkelerden gelecek köpeklere ne ihtiyaçları vardır ne de bunu isterler. Ne yazık ki kulaktan kulağa yayılan bu dedikodu birçok hayvanın başka bir ülkede güzel bir hayata kavuşmasını engellemiştir. Hangisini tercih ederdiniz: bir Turk köpeğinin Hollanda’da sevgi dolu bir evde daha iyi bir hayat yaşamasını mı, yoksa iyi bir eve kavuşma ihtimalinin çok düşük olduğu Türkiye’de kalmasını mı?
David Bowles
RSPCA
Uluslararası Ilişkiler Direktörü
Yazdığınız yorumları tek tek okudum. En yakınımdaki gönüllülerle paylaştım. Bazılarınız için bir köpeğin uçağa binip bir başka ülkeye gidiyor olması bazılarınız için düşünülmesi bile imkansız birşeyken bizim görevimiz eğitmek ve örnek olmak.
İki yıl önce insanlar bana Türkiye’de sahiplendirme yapmayı denemenin bile yanlış olduğunu söylediler. Yapamazsın, olmaz dediler. Buna katılmadım ve hayatımın son iki yılını bu ağa ve sizlerle güçlü ilişkiler kurmaya adadım. Ancak öyle bir noktaya geldik ki kimse sahiplenmiyor. İnsanlara geçici aile olmaları için yalvarıyoruz, geçici aileler hayvanlarını iade ediyor, pansiyonlarımız dolu,
hesaplar kabarıyor ve sadece birkaçınız yardımcı oluyor.
Hayvanlarımızı ASLA pislik içindeki barınaklara bırakmayacağımızdan başka yerlerde aileler bulmak zorundayız.
Tabii hala sizlerden bir köpeğimizi sahiplenmenizi bekliyoruz ama kimse yazmıyor. Aldığımız tüm mektuplar (sadece bu sabah 50 tane) hayvanını terk etmek isteyen ve kurtardığı hayvanla ne yapacağını bilemeyen insanlara ait.
Bizimle yakından çalışanlar neden bahsettiğimi biliyorlar ve ikna edilmelerine gerek yok. Sizlere, çok yakınımızdaki üyelere yazıyorum bunları. Yardımınıza ihtiyacım var. Gidip kendi arkadaşlarınızla konuşun, her gün, yorulmadan, insanlarla birebir konuşun ve gruba davet edin. Onlara kişiye özel davetiyeler gönderip katılmalarını söyleyin. Ertesi gün beş kişiyle daha konuşun. Her gün, her yıl.
Ağımızı genişletin. Hep beraber, bir buçuk yılda bu grubu 2 kişiden 22 bin kişiye getirdik. Sizden grubumuzu hem ulusal hem de uluslararası generic levitra best price anlamda büyütmenizi istiyorum.
Viktor Larkhill
V.larkhill@googlemail.com
——–
As one of our friends put it.. it seems that I rocked the place with my post yesterday night!
The comments on yesterday post speak for themselves. It is like an encyclopedia of paranoia and fear and it says much more about those people who comment that it would ever say about us.
Why Let’s Adopt!, a group that has rules so stringent, that works so hard to save animals every single day, around the clock, would send its rescues to laboratories or Chinese Restaurants?
What is wrong with all of you? Have you all lost your senses?
The laboratory and Chinese restaurant myth is just that, a myth, a ridiculous story fabricated by “animal lovers” who simply, decided to live in fear of the unknown. People who simply cannot believe there are people out there willing to adopt a cat like Gulumser. Those “animal lovers” will not adopt the animal, so why would a foreign person do so?
Here I am attaching a letter from David Bowles, at the RSPCA, explaining all you that the laboratory myth is just that, a myth. If you cannot believe the RSPCA on this issue then you may as well kiss your dogs goodbye and jump out of the balcony.
I have read all your comments on the post, I have discussed with my closest volunteers. Whilst I understand that it is a terrible feeling for some of you to even think of the possibility of a dog boarding a plane towards a foreign country it is our duty to educate and lead the way by example.
Two years ago people told me not to even try to rehome in Turkey. It wouldn’t work they said.. I disagreed and dedicated two years of my life to build this wonderful network and to foster relationships amongst all of you. But we have reached a point where there are no adoptions. We beg people to foster, fosters are returning, our pensions are full, bills are mounting and very few of you are helping.
So, as we will NEVER drop our rescues in a putrid shelter we have no other option that to look for families elsewhere.
We are of course waiting to hear from you if you want to adopt one of our dogs, but nobody is writing. The only letters we receive (over 50 this morning alone) are from people who want to get rid of their animals, or rescuers who dont know what to do and want us to take their animals.
Those of you who work closely with us know what I am talking about and need no convincing. To you, our closest members is that I am writing this message. I need your help. I need you to go out there and talk to your network, everyday, tirelessly, have one on one conversations with people, individually, invite them to our group, send them personal invites asking them to get involved, and do the same the next day with five different people. Everyday, year after year. Make the network grow. Together we have made this group go from 2 people a year and a half ago to over 22.000 people today. I need you to continue helping the group grow, both here and internationally.
Viktor Larkhill
V.larkhill@googlemail.com
I am happy to know that European laws protect the dogs while they are in transit. Here in the United States, there have been very ugly incidents with dogs traveling in the cargo sections of planes. Some of our rescue organizations, as a result, will only transport by air dogs who can ride in the cabins with human passengers.
Close watch should be kept on traveling conditions, to ensure that they remain safe and pleasant for the dogs. Otherwise, I think it is a good plan to transport homeless dogs to well-investigated homes outside of Turkey. 🙂
Absolutely! if our people dont want to adopt an angel, we, of course, try to provide a safe and happy life for it in abroad.
Why should Gulumser wait? WHY? She urgently needs help and a lovely family to protect her. So, why should we wait?
No, we couldnt have waited…
Let’s Adopt! is doing something very different from the other useless “animal lover” groups in this country and it is doing this very succesfully and very sincerely.
Every animal lover must support Viktor Larkhill and his friends on this case. Please dont be afraid to help an animal. Believe me, you will be pleasured much more than of having a pair of new shoes or a new cellular phone…
Besides, if you dont want to help or adopt a baby, please dont disturb these lovely people any more! since, they are doing great!
Kindly be awared that our animals really need and deserve better families and even if you dont, we always do our best to realize that – within our borders and also out of borders!..
Remember that we are “Turkish” citizens, but not our animals. Our animals are animals, living beings. Yes, most of us couldnt achieve to keep the nature inside us; but animals are still parts of nature. Religion, nationality and culture are the products of mankind. Animals are not Turkish, Greek, Muslim or Christian. It would be a real nonsense to think in opposite way…
So, make the network grow!
Thanks a million to Let’s Adopt !
Viktor and members of Let’s Adopt,
Everyday, at some point in my day I’m discussing Let’s Adopt with friends and family. The message from Vicktor Larkhill is clear. It reminded me that what I’m doing is just not enough. I need to TURN IT UP now. Talk more, engage more, spread the message more, think outside the box and speak LOUDLY. So should we all. I’m proud to be a part of this amazing group but I’d be a much much more fulfilled if we could increase our numbers and worldwide membership.
Let’s DO THING THING! Much love xoxo Lizzy Ray
give me an address and i will send you the pictures of my 2 former Turkissh strays having a great life in Holland:)
oh and…when you are flight parent, thats is when you take a dog thats adopted with you in the plane to bring him/her to the new family, just check with the cabin crew if they are aware of the extra passenger.
Out of 100 99 times they will say yes and check the dog during flight , 1 out of 100 they will say oh sh… we didnt know i will warn the captain to make sure he turns on the heating.
A lot of dogs came to Holland and Germany by plane and i havent heard of an accident yet.
Dear Viktor !
My living room is limited, I have 2 dogs and 1 cat! Very much I would still give an animal a home but it is not possible for me!
My dog whom I last year by Yasemin B. (former watch-dog) took over, as has been shown that he can not hear! Thanks to my other dog, he has recovered quite wonderful here!
Regards
Sabine
viktor ben sana sonuna kadar inanıyorum burada kötü bir hayat yaşayacaklarına yurtdışında sevgi ve güven dolu bir ailede yaşasınlar eminim hayatları değişecek.dediğin gibi herkes sadece konuşuyor ama sahiplenmeye gelince kimse oralı olmuyor malesef:((
Lets Adopt’un yeni sahiplendirme politikası;anlamıyan ve karşı çıkanlara,ne kadar anlatılırsa anlatılsın,yine kendi düşüncelerinin doğru olduğuna inandıkları için,onların fikirlerini değiştiremiyecektir.Bu durumda zaten,ayrı zihniyette kişilerin,gruptan ayrılması,bir felaket değil
Ancak,yeni sahiplendirmelerin,sonuçları ve düzenli olarak takip edilen,hayvanların mutlulukları görüldükçe, şüpheli ve tedirgin kafalar,önce güven duymaya sonra da, böyle de pekala olabiliyormuş,üstelik çok da iyi oluyormuş demeye başlıyacaklar.Ya da demiyecekler…demezlerse demesinler…
Önemli olan devam edenlerin,işbirliği ve yeni sistemin, GÖRÜNÜR sonuçları….ve tabii en önemlisi;hayvanların güvenliği ve mutlulukları.
Birçoğumuz’un evinde birkaç hayvanı zaten var.Ev bekleyenleri gördükçe,çok üzülüyoruz.İnanılmaz zor bir durum.Grubun üyelerinin çoğalması için çalışıyoruz…