Veteriner Murat Bekhan iki senedir çok güzel bir iş yapıyor. Hayata geçirdiği gönüllü projesi çerçevesinde semt semt, okul okul gezerek her yaştan öğrenciye sokak köpekleri hakkında eğitim veriyor. Geçen Çarşamba bu eğitimlerden birine katılma şansını elde ettim.
Murat sahneye koyduğu tek kişilik performansı sayesinde en yaramaz, en hiperaktif ya da en ilgisiz öğrenciye bile hitap etmeyi başarıyor. 7-8 yaşındaki çocuklara öyle oyunlar oynatıyor ki çocuklar “ben de köpek olmak istiyorum” diye bağırışıyorlar. Çocuklara köpeklere nasıl yaklaşacakları, hırlayan bir köpek görürlerse nasıl davranmaları gerektiği, köpeklerin kulaklarına takılı küpelerin ne anlama geldiği slide gösterileriyle anlatılıyor. Murat onlara hayvanlarla empati kurma yeteneğini aşılamaya çalışıyor; çocuklar gözlerini kapatıyor, arkalarına yaslanıyor ve aç, susuz, tekmelenmiş, bir çöp kutusunun içine saklanmış bir köpeğin neler hissedebileceğini bulmaya çalışıyorlar.
Öğrencilerin yaşı ilerledikçe oyunlar ortadan kayboluyor, onlara kısa fimler seyrettiriliyor, kısırlaştırmanın zorunluluğundan bahsediliyor.
Şehirlerde artan köpek sayısına en uygun çözüm beraberce bulunmaya çalışılınıyor.
Seminerlerin sonunda sokak hayvanları hakkında anlatılanları kısaca özetleyen bir SHKD kitabı dağıtılıyor. Murat bu yöntemle 14.000 öğrenciye ulaştığını söylüyor. Benim aklımda ise çocuklardan birinin, sokağa atılan bir köpek nereye gider sorusuna verdiği, ve barınaklar için güzel bir mecaz olan cevap kalıyor: Köpek Hapishanesi’ne!
çok iyi yapmıs valla 🙂
Ne muhtesem bir insan bu bey…. Tebrik ederim kendisini… Bu bey’in yaptigi sokak kopeklerine karsi feci hain olabilen cocuklara acima duygusu asilayarak , onlara hayvan sevgisini kazandirma alistirmalari benim suana kadar bu ulkede duydugum hayvanlari sevmeye yonelik yapilan en muthis calisma. Bu insana odul verilmeli, o kimsenin yapamadigini, buyuk bir yureklilikle gerceklestiriyor. Hersey yolunda gitsin, daha cok cocuga erismeniz dilegiyle sizi kutluyorum…
Ne muhtesem bir insan bu bey…. Tebrik ederim kendisini… Bu bey’in yaptigi sokak kopeklerine karsi feci hain olabilen cocuklara acima duygusu asilayarak , onlara hayvan sevgisini kazandirma alistirmalari benim suana kadar bu ulkede duydugum hayvanlari sevmeye yonelik yapilan en muthis calisma. Bu insana odul verilmeli, o kimsenin yapamadigini, buyuk bir yureklilikle gerceklestiriyor. Hersey yolunda gitsin, daha cok cocuga erismeniz dilegiyle sizi kutluyorum…
Ne muhtesem bir insan bu bey…. Tebrik ederim kendisini… Bu bey’in yaptigi sokak kopeklerine karsi feci hain olabilen cocuklara acima duygusu asilayarak , onlara hayvan sevgisini kazandirma alistirmalari benim suana kadar bu ulkede duydugum hayvanlari sevmeye yonelik yapilan en muthis calisma. Bu insana odul verilmeli, o kimsenin yapamadigini, buyuk bir yureklilikle gerceklestiriyor. Hersey yolunda gitsin, daha cok cocuga erismeniz dilegiyle sizi kutluyorum…
Murat Bey’in biz gönüllüleri eğiterek kendisi gibi okullara bilgi vermemizi sağlayamaz mı? Böylece tüm şehirlerde binlerce okula ulaşan yüzlerce Murat Bey olurduk. Gösterilecek filmler, dağıtılacak dokumanlar da ortak olurdu. Böylece tüm Türkiye’de aynı dili konuşan, aynı dertleri anlatan, çocukları farklı bilgilerle şaşırtmayan gönüllüler grubu olurduk. Böyle bir organizasyona varım, sonuna kadar destek ve yardımcı olurum. ÇÜNKÜ BİLİYORUM Kİ TÜM KORKULAR; SEVGİLER; BAĞLILIKLAR KÜÇÜK YAŞTA KAZANILAN BİLGİLERİN IŞIĞINDA YEŞERİR: Çocuklarımızın kalbi sevgi ve merhametle dolarsa, 20 yıl sonra sokaklarda mutlu ve tok mahalle köpeklerimiz olur. Apartman bahçelerinde semirmiş, kuyrukları havada keyifle güneşlenen sokak kedilerimiz olur. Ve köpek hapishaneleri de belki sadece hasta ve muhtaç hayvanların mükemmel bakıldığı bir bakımevi olur. Çok mu hayal? Sanmam, eğitim ve sevgiyle olur.
Sevgiler,
Zumrut Bıyıklıoğlu
Felsefem:
Sokaklarımızın Avrupa gibi kuru olmasını istemiyorum. Aksine, sokaklarımız hayvansız kalmasın, tepemizde kuşlar nasıl özgürce uçabiliyorsa, sokaklarda da kediler bacaklarımıza sürünebilsin.
umarim diger veterinerlere ornek olur,harika bir calisma.Super bir insan,nereden baslamasi gerektiginin bilincinde,kutluyorum ve basarilarinin devamini diliyorum
Sizleri gönülden kutluyorum .Bundan böyle köpeklere taş atan çocuk kalmaz inşallah.Şu fani dünyada herkes kendine düşeni bir nebze yapsa, ortada ne kin, kalır ne de nefret .Barışın gelmesi için önce çocuklarımıza sevmeyi öğretmeliyiz, bu da önce tabiatı sevmekle başlar.Görüyorum ki yeni nesil ne çiçekten anlıyor, ne de böcekten. Öğretmenlerimize çok iş düşüyor, neden öğretmen denmiş bir düşünsünler? bir insan yetiştiriyorlar: bu topluma faydalı bir fert , önce dünyaya sonra vatana ,ailesine vede kendisine faydalı .Bizler öyle yetiştik bunu ilk okul öğretmenlerimiz aşılardı. Evinin önü temiz olursa : önce mahallen sonra memleketin temiz olur diye , sevmeyi her canlıyı sevmeyi saymayı öğrendik. Maalesef şimdi bir elin parmakları kadar az olan sizler gibi gençlerimiz yetişmiyor artık. Tekrar, tekrar teşekürler. Sevgi ve ışık la kalın yolunuz açık olsun.
Çok güzel bir başlangıç.. Tebrik ederim.. Bir tavsiye olarak önceliğin kültür seviyesi daha düşük ve devlet okullarına ağırlık verilmesi yönünde olur.. Tabi ki devlet okullarının bu konuya yaklaşımı ya da milli eğitim müdürlüklerinden izinlerin nasıl alınacağı bir muamma.. Bu konulara yaklaşım maalesef ki ülke politikası olarak da içler acısı.. Umarım bir çok kişiye örnek olur ve tüm öğrencilerimize ulaşılabilir..
VIKTOR HOW CAN I REACH HIM? WE NEED HIS CONTACT NUMBERS FOR SOME SCHOOLS..
Bu muhteşem insana sevgilerimi ve SAYGILARIMI yolluyorum. Böyle bir şeyi sadece düşünmekle kalmayıp hayata geçirmiş olması müthiş bir şey.
Yukarıdaki yorumları ve fotoğrafların altındaki yorumları da okudum. Yukarıda yorumu bulunan Zümrüt, hislerime tercüman olmuş. Fotoğrafların altındaki yorumlardan Murat beyin bu işi tek başına yapmadığı izlenimini edindim; gerçekten de onun başkalarına vereceği bir eğitimle bu gönüllü eğitmen grubu büyüyebilir, koskocaman olabilir. Hatta yaz ve sömestre tatillerinde yaşları uygun olan çocuklara da “eğitmenlik” eğitimi verilebilir ve bu çocuklar tatilleri süresince kendilerine yakın olan ana okullarında(genelde ana okulları tatile girmez) eğitim verebilirler. Kendi okulları başladığında da okul yönetimine başvurarak bu harika eğitimi arkadaşlarına verebilirler.
Sevgiler