Facebook üzerinden köpek kurtarmanın TEHLİKELERİ

Help us Save Lives.. SHARE!Share on Facebook
Facebook
Tweet about this on Twitter
Twitter
Share on Reddit
Reddit
Pin on Pinterest
Pinterest
Email this to someone
email

Açık olacağım.

Bu yazı, Sahip Çıkalım!’ı yönettiğim son iki yılda yayınladıgım günlük yazılarımdan muhtemelen en önemlisi.

Lütfen okuyun ve paylaşın. Eger uygularsanız, hayatlar kurtarıyor olacaksınız.

Dün gece, bir köpegin hayatını kurtardık. Aslında onu, bir iki gün içinde kaybedecek ya da götürüp bir barınağa bırakacak olan sahiplerinden çaldık dememiz daha dogru olur.

Aile, kendini hayvansever olarak adlandırıyordu; fakat o hayvana bakabilecek durumda asla değillerdi, hayvanın ihtiyaçlarını karşılayabilecek, iyi bir şekilde veteriner gereksinimlerini sağlayabilecek, en temel ihtiyaçlarına bile cevap verebilecek durumları asla yoktu.

Bu sahiplendirme asla gerçekleştirilmemeliydi ve köpek şanslıydı ki, ben araya girerek olaya dahil oldum.

Bir köpeğe internet kanalı ile yuva bulmak ÇOK ÇOK kolay, ama gerçekten iyi bir yuva bulmak ÇOK ÇOK zor.

Son bir kaç aydır, hayvanseverlerin doğru prosedürleri izlemedikleri için yaptıkları yanlış sahiplendirmeler sonucu zor durumda kalan hayvanları kurtarmak amacıyla hep araya girmek zorunda kaldık. Hikaye hep aynı. Birisi bir köpek bulur, resimlerini çeker ve Facebook’ta yayınlar ve ona bir sahip arar. Bir başkası, köpegi sahiplenmek üzere başvurur, köpeği alır ve gider, hiç bir soru sorulmaz. Kabus burada başlar…Sadece iki gün sonra köpek yine sokakta ya da bir barınaktadır.

Köpekleri kurtarmak ve yuvalandırmak muazzam bir misyon, fakat aynı zamanda fedakarlık isteyen bir sorumluluk gerektiriyor. Sahip Çıkalım! köpekleri elden ele değiştirme işini yapmıyor; tam tersine, bizim burada yaptıgımız, bir köpegin önündeki onbeş yılı mutlulukla geçirebilecegi iyi yuvayı bulmak. Bunu yaparken çıkarlar ya da rahatımız uğruna asla taviz vermeyiz, vermeyecegiz.

Bu, aynı zamanda baskı altında çalışamayacagımız anlamına da geliyor, bir hayvan için en mükemmel yuvayı bulana dek bekleriz. Hepinizi, hayvanları kurtarmaya ve gereken yerlerde harekete geçmeye çagırıyorum; fakat, bir yandan da bir sistemi takip etmeniz ve sahiplendirmeler için katı kurallar uygulamanız için size yalvarıyorum. Aksi takdirde, sonuç, kurtardığınız hayvanın ölümüne kadar gidebilir.

Size, neden bu konuda bu kadar sıkı ve tavizsiz olduumuzu daha iyi anlatabilmek için bizim Sahiplendirme Kurallarımızı açıklamak istiyorum:

1. AİLENİN ŞU ANDA BİR KÖPEĞİ DAHA OLMALI… Eger köpek yeni ölmüşse bu sayılmıyor…Ya bir kuşları varsa? Sayılmıyor. Ya gençken bir köpekleri varsa? Hayır…Cevap: basit bir risk yönetimi. Hayvana gerçekten hakettigi bakımı göstereceginize kesinlikle inanmamın tek yolu, sizin şu an evinizdekilere nasıl baktıgınızı görebilmem.
Başka bir yolu yok…Alternatifi, size ve hikayenize inanmak ve üstüne düşünmek olurdu..Neden bunu yapayım? İstediginiz tüm kedi ve köpeklerden hoşlanmış olabilirsiniz, peki bir kaç saat sonra fikrinizi değiştirmeyeceginizi nereden bilebilirim? İnsanlar, en sevdikleri halılarına yapılan bir kaç çişten sonra fikirlerini inanılmaz bir hızla değiştiriyorlar.

2. Köpek MUTLAKA evin içinde yaşamalı, bahçede değil. Fabrikalarda, ofislerde ya da çiftliklerde değil. Bu kural için bir çok sebep var, ama en önemlisi, kısa süreli anlaşmalar değil, uzun süreli sahiplendirmeler yapmak istiyor olmamız. Fabrikada yaşayan bir köpegin gerekli tıbbi bakımları ve hasta oldugunda gösterilecek özen için ne kadar şansı olabilir ki? Aynı şey çiftlikte yaşayan bir hayvan için de geçerli…

3. Köpek MUTLAKA çiğ et ile beslenmeli. Bu, bu grubun gösterdigi bir titizlikdir. Çiğ beslenme, etoburlar için biyolojik olarak uygun olan TEK beslenme türüdür. Bana göre bu kuralı uygulamak, hayvanınızı kendi çıkarlarınızdan üstün tutuyor oldugunuzu ve böylelikle tamamen benim bulmaya çalıştıgım tarzda bir sahip oldugunuzu gösterir.

Bunlar BENİM kurallarım ve sahiplendirme konusunda Facebook üzerinden gösterdigimiz başarı kendini açıklıyor.
Bu kurallar sadece Türkiye’de uyguladıgımız degil, tüm networkümüzde uyguladıgımız kurallardır. Kanada, USA ve Fransa da tamamen bu kurallar üzerinden sahiplendirmelere devam edecekler. Yine bu kurallar, bazılarınızın düşünebilecegi gibi kendi egomu tatmin etmek için uygulanmıyor. Kişisel olarak benim hakkımda ne düşündügünüzle ilgilenmiyorum, ama şu an bu yazıyı okuyorsanız, bir şekilde düşünceme deger veriyorsunuz demektir.

Kurallarımız hayvanların hayatını garantilemek içindir. Bu sebeple, tüm bireysel kurtarmalarınızda bu kuralları uygulamanızı şiddetle rica ediyorum.
Türkiye’de, istatistiksel olarak, sahiplenmek üzere başvuran 10 kişiden sadece biri, bir hayvana doğru düzgün olarak bakabilecek durumda. 10’da 1.

Lütfen bu yazıyı profillerinizde paylaşın.

Help us Save Lives.. SHARE!Share on Facebook
Facebook
Tweet about this on Twitter
Twitter
Share on Reddit
Reddit
Pin on Pinterest
Pinterest
Email this to someone
email

11 comments on “Facebook üzerinden köpek kurtarmanın TEHLİKELERİAdd yours →

Comments are closed. You can not add new comments.

  1. Ümit Peşteli Özdemir says:

    Evet Sevgili Viktor, çok haklısın. Sorun, bir köpeği sahiplendirmekle bitmiyor…hatta belki de başlıyor. Tüm koşullarda haklısın. Ancak yıllar önce, İzmir’de otururken bir köpeğe geçici olarak bakmış, sonra da kalıcı sahip bulmuştum. Aslında yeni sahiplerine güveniyordum ama yine de, biraz da meraktan iki kez kontrol etmeye gittim. İkisinde de köpeğin çok iyi koşullarda olduğunu gördüm. Ancak köpek ona baktığım kısa sürede bana cok bağlanmış, iki ziyaretimin sonunda da saatlerce ağlamış…Tekrar gidemedim üzmemek için…Epey sonra yavrularının olduğunu haber verdiler. Kimseye dokundurtmuyormuş yavruları, “aman dikkat” dediler..ama beni görünve kendisi getirdi bir yavruyu bana…
    Onlara geçici olarak baktığımız sürede bize bağlanabilirler, bu yüzden de denetimlerimizi, kendimizi köpeğe göstermeden yapabilsek keşke diyorum…Üzmesek onları…
    Sevgilerimle…

  2. Tanya Dibell says:

    Viktor, Sizin aradiginiz gibi köpek bakacak hayvan sever Türkiyede yok denecek kadar az.
    Sokak köpeklerinin hepsini yurt disina cikarmak mümkün olmadigina göre Türkiyede az hayvan seven biride olsa bu zavalli yavrucaklara en azindan bahcelerinde bir klübe ve biraz kuru ekmek verseler bu bile ormanlara atilip sogukta ac ve susuz kalmalarindan daha iyidir.
    Siz birkac sokak köpegini yurt disina cikarir cikarmaz yüzlerce köpek dogum yapmis olur.
    ve yüzlerce bebek sokak köpegidir. Biraz gercekci olalim lütfen.

  3. Itır Dumlu says:

    Bana da çok gerçekçi gelmedi bu yazdıklarınız.Çiğ etin iç parazite yol açtığını biliyor olmanız gerek.Ne kadar temiz yerden alınsada etler sonunda iç parazit tedavisi ile başbaşa kalıcaktır minikler.Ayrıca etin kilosundan haberiniz var mı 🙂 Ekonomik şartları her gün 2 kilo et almaya yetecek insanlar mı köpek besleyecekler ? Alman kurdum var, ayda yaklaşık 200 lira kara kuru mamasına masraf yapılıyor.Üç ayda bir kist, yılda bir kuduz ve karma aşılarını saymasak bile baya maliyetli.Ama onu ailemizin bir ferdi gibi sevdiğimizden büyün masraflarını karşılamaktan gocunmuyoruz.Evde ona çocuk diyoruz düşünün!Ama bahçede yeri var, geceleri evde, bir düzeni var.Burdan benim hayvansever olmadığıma kanaat getiremezsiniz.Bahçede yavrulayan kedileri kısırlaştırıyorsam en azından o hayvanlara bir sorumluluk hissediyorum demek.İki köpeğe bakmak maddi anlamda çok zorlayıcı.Oysa tek köpeğe iyi bakabilecek aileleri tespit ederseniz daha çok yavru yuvaya kavuşur.Şu anki stratejinizden ben kişisel çıkarlar olabileceği kuşkusundayım.Yoksa bu miniklere yuva bulmak en büyük amacımız.Yaralı sokak köpeği bulduk arkadaşımızla, yavru.Geçici yuvalık yapıyoruz.Şimdi o sakat değil ve benimde ikinci köpeğim yok diye ben mi bakmak zorundayım? Bu anlayış ve stratejiyle yeni yuvalar bulmakta çok zorlanırız.Ayrıca uçak yolculuğu da hayvanlar için ayrı bir travma, bilginize.

  4. Viktor, bir köpege iyi bir yuva bulmanin zorluklarini iyi bilirim………ve güvenip verdigimiz köpeklerimizi sahiplerinden geri aldigimizda oldu…….insanlar bir köpege sahip olmak kolay saniyorlar, hele yavru olunca kücücük sirin sevimli geliyor, ama o canin büyücegini, hasta olabilcegini, iyi beslenmeye ihtiyaclari olacagini göze almiyorlar maalesef. Bir köpek en az 14 sene ve fazlasi, bir kedi dahada uzun bir süre yasiyor. lütfen biilncli olalim, onlar bizim sevkatimiza ihtiyaclari var ve sahsen bana verdikleri sevgiyi hic bir seye degistirmem.

    Toplumumuz daha yeni yeni kedi ve köpeklerle beraber ici ice yasamayi ögreniyor, daha cok bilinclenmesi gerekiyor. Tanya hanim haksiz degilsiniz dicem………ama ben asla köpeklerimin bahcede bir klübede yasamalirina göz yumamazdim…..Ayrica bir kopege kuru ekmek verip ben ona bakiyorum demek yeterli degil. Bu biraz da politik bir sorun, sokak kopeklerimizi kisirlastirmak, aldigimiz köpeklerimizi kisirlastirmak gerekiyor, ayrica petshop gibi satis yerlerinden cok kücüken annelerinden ayrilmis yavru köpekler ne sartlarda kafeslerle hapis tutulan o sirin ama zavali alip onlari satan insanlara para vermektense barinaklarada onca bekleyen köpeklere sahiplenelim.

    yani ülkemizde daha hayvan sevenlerin isi cok, bilinclendirmeye devam….bir kedinin, bir köpegin oyuncak olmadigini insanlar bilmelerin gerekiyor. Onu bugün alip, yarin atamayiz ! Hastalandi diye bir sokak kösesinden veya bir yol kenarinda terkedemeyiz ! Toplumumuz hayvanlar konusunda daha duyarli olup, onlara sahiplenmesini dilerim. Size üstlendiginiz bu güzel vazifede basarilar dilerim…..

  5. haydut, my husky son says:

    çiğ etle besleme bir ütopya, 1000 köpekten birine belki “nasip” olur.. daha realist olun bay viktor… bir yandan haklısın… ama zaten çiğ ete para ayıramayacak kadar “yolsuz” ise hiç köpek sahibi olmasın demek te süper yanlış… topladığın köpekleri ilelebet kendinmi besleyeceksin, veya toplamaktan vaz mı geçeceksin?? Şimdi 12 senedir baktığım benim evladı çiğ etle beslemiyorum diye eleştirilecek veya “adoptation” için sana gelecek olsam geri çevireceksin ??? neyseki barınakların yerini biliyorum ve yhs diye başka gruplar da var…YAŞAM HAKKINA SAYGI, illa çiğ et Türkiye Cumhuriyeti ekonomosi, sosyolojisi ve psikolojisi ve public relations açısından hiç uygun bir şart değil…
    Egonu düşünmüyorsun tamam, kurallar murallar var diyorsun, tamam…
    ama bend the rules when necessary…
    regards…
    tayfun

  6. İyiniyet ve büyük gayretle bu canları sokaklardan kurtarmaya yönelik çok güzel örnekler var bu blogda..Yalnız olmadığımı veya olmadığımızı görmek çok güzel.. Ama buradaki amaçla yukarıda yazılan sahiplendirme şartları pek örtüşmüyor bence. Bu kuralları bir daha gözden geçirmek gerekiyor. Elbette bu dostlara iyi bakabilecek aileleri bulmak için ince eleyip sık dokumak şart . Ama lütfen biraz daha makul ve günümüz şartlarına uygun kurallar koyalım yoksa burdaki amaca asla ulaşılamaz. Daha fazla köpek veya kedi sokaklardan kurtulup bir sahiplik duygusu yaşayacağına, bu şartları yerine getirememekten dolayı daha çok hayvan sokaklarda kalacak gibi görünüyor. Biraz daha bu kuralları yumuşatarak bence siz de daha fazla can kurtarabilirsiniz. Lütfen ama lütfen biraz daha makul olup gerçek hayvanseverleri, gerçekten iyi yuva olabilecek aileleri de sahiplenme olayından soğutmayalım.

  7. Bir ekleme daha yapmak istiyorum. Kanada , USA ve Fransa gibi ülkelerle boy ölçüşebilecek bir hayvan sever konumumuz yok Türkiye olarak. Burada hala hayvanlar çöp kamyonlarına atılıp işkence edilerek öldürülüyor. Kuyrukları kesilip sopalarla vurularak kaderlerine terk ediliyorlar , yani yemek içmek bir yana can güvenlikleri yok sokaklarda.
    O yüzden bu ülke içinde yapılan sahiplendirmelerde gerekli şartları standartları USA , Kanada gibi en azından hayvan hakları veya severleri konusunda bizden kat be kat önde olan ülkelere göre ayarlamayı bırakıp, bu ülke için olabilecek makul koşulları ortaya koymakda fayda var diye düşünüyorum..

  8. Katja Collins says:

    Belki Let’s Adopt’un sahiplendirme koşullarını aşırı buluyor, imkansız olduğunu düşünüyorsunuz. Ancak ‘çıtayı’ yüksek tutmanında bir zararının olduğunu düşünmüyorum. Belki daha az köpek sahiplendirilebiliyor, ama bu şartlar sayesinde bu köpeklerin büyük bir bölümü asla terk edilmiyor.
    Hepimizin hayvanlar için yapabileceği sonsuz şeyler var. Nil Hn’a katılıyorum, ilk evvela toplumu bilinçlendirmek ve eğitmek gerek. Baksanıza şu yazışmalar içinde bile hala köpeği kulübeye bağlayıp, ekmekle doyurmanın yeterli olacağını düşünenler var. İlk önce bu zihniyetten kurtulmamız gerek. En ‘asgari’ yardım ile durumu kurtarabiliriz olarak düşünmemek, daha yapıcı, daha kalıcı, daha fazla ne yapabiliriz diye düşünmek gerek. Kanımca bunların en temel yolu ‘eğitimden’ geçer… Onu bunu şu kuralı var diye eleştirmek yerine, hepimizin amacının ortak olduğunu görmemizin vakti geldi de geçiyor bile.

  9. Facebookta fotografi yayinlanan kopeklerden birisi bende…..Ismi Happy…O bir Golden…Sokaga atilmis, uyum surecinde yaralanmis, son olarak dovus kopeklerinin onune antreman kopegi olarak atilmis, hepiniz onun fotograflarini facebookta gormussunuzdur..Onu gordugum anda bir daha sokaga donmesine izin vermeyecegim diye kendime soz vermistim..Onun tedavi masrafini bir dostum ustlendi, uzun bir tedavi sureci yasadi ve bir ay once evime gelip hayatimin prensi oluverdi…Benimle uyuyor, benimle uyaniyor, benimle yiyor, benimle kalacak….

    Iste boyle arkadaslar, Happy”nin bir hayran kitlesi var, onun guncel haberlerini benden bekliyor hayranlari, zaman zaman fotograflarini yayinliyorum, kitlesi var, bu arada ben Viktor’un ignore listesindeyim, viktora gore benim gibilere kurbaga bile emanet edilemez..
    Cig et konusuna hicbir sekilde katilmiyorum…..Daha once de yazmistim, yineliyorum, herhangi bir konuda insanlara egitim vermek isteyen birileri konu hakkinda uzman olduklarini belgelemelidirler…Siz Viktor, kopekler konusunda uzmansaniz lutfen uzmanlik sertifikanizi scan edip yayinlayiniz….

  10. Çiğ et yedirmenin doğru olduğunu düşünmüyorum… Pişmemiş et bir çok parazit ve mikroorganizmalar tarafından enfekte olabilir. Bunlar sadece köpeğe değil sahiplerinede büyük zararlar verebilir. Ayrıca çiğ etin tadına alışan köpek daha saldırgan olur.

  11. Çiğ etin parazit yaptığı büyük bir yalan. Konuyu araştırırsanız görürsünüz. İngilzice bilyorsanız tabii, kaynak var mı tr de bilemiyorum. Benim köpeğim hayatı boyunca çiğ herşeyi yedi v ebir kere bile hasta olmadı. Ama gene de 3. kural ticari (kuru) mama ile beslenmemeli olarak değişitirile yeterli bence. Onun dışında köpekler kesinlikle sokakta kötü sahiplerin elinde olduklarından daha iyiler. Kaliteli sahiplendirme olmayacaksa hiç yapılmasın daha iyi. Maalesef köpek sahiplendirenlerin çoğunun ilk düşüncesi hayvandan kurtulmak ve başlarından savmak oluduğu için pis bir kulübeyle kuru ekmeğe razı oluyorlar.