Sevgili Arkadaşlar,
Bugün Hasdal’daydık.
Sahip Çıkalım!‘ın, Hayvanlara Özgürlük İnisiyatifi‘nin, Haykur‘un, üyeleri ve pek çok vatandaş Cumartesi günlerini popüler “kahvaltı” mekanlarında gazetelerine gömülerek geçirmeyi kendilerine yakıştıramadılar bugün. Bunun yerine metan gazı toplama alanının, yüksek gerilim hatlarının ve ıssızlığın ortasındaki Hasdal İBB Rehabilitasyon Merkezi’ni protesto etmeye geldiler kilometrelerce uzaklıktaki evlerinden. Kavacık’tan, Bostancı’dan, Levent’ten, Fatih’ten, Ataköy’den…
Bir araya geldiğimizde heyecanlıydık. Diğer gruplardan arkadaşlarımızla tanışmaya, onlarla konuşmaya başladık. Kimileri yolda buldukları minik köpek yavrularını arabalarındaki battaniyelere sarmışlar, bir can daha kurtarmaya çalışıyorlardı. Bir grup, posterlerini yolun girişine asarken bir başka grup çevredeki köpekleri doyuruyordu.
Jandarma bizi yolun başında karşıladı. Son derece naziktiler. Korkmadık. Bu ülkenin vatandaşları olarak hak ve özgürlüklerimizin bilincinde, bu “Merkez”de yapılan kötülüklerin, işlenen cinayetlerin farkındaydık. Haklıydık. O halde yaptığımız doğruydu.
Basın tam kadro bizimleydi. Bildirilerimiz ellerine ulaşmış, davamızın önemine inanmışlardı. ATV, DHA, NTV ve Show TV görebildiğimiz kamera ekipleriydi. Gazetelerden ve yurtdışından da basın mensupları vardı.
Bulunduğumuz yerden Jandarma’nın yolun ilerisinde kurduğu barikatı görebiliyorduk. Görüyorduk ancak anlamıyorduk. Öldürülen 55 minicik yavrunun hakkını aramaya gelmiştik. Onları anmaya, unutulmadıklarını herkese duyurmaya gelmiştik… Ne kadar iyi niyetli ve nazik de olsalar silahlı-coplu Jandarmaların burada ne işi vardı?
Barınak Yönetimi bizlerden korkmuş muydu dersiniz, suçluların hep yaptığı gibi?
Önce aramızdan 12 kişi seçip birbirimize zincirlendik, ardından diğer grupların açtığı bir pankartla beraber yürümeye başladık. Jandarmanın barikatına geldiğimizde komutanlarıyla konuşup geçiş izni istedik.
Anlayışlı, güler yüzlü bir insan olan bu beyefendi bize geçebileceğimizi ancak eşlik edeceklerini söyledi.
Barınak görevlileri, müdürleri önceden gelmiş kendilerini barınakta güvene (!) almışlar, olanları bıyık altından gülerek seyrediyorlardı.
Ne de güzel yapmışlar Jandarmayı çağırmışlardı. Belki biz hayvanseverlere dayak bile atılacaktı, onlar da zevkle sırıtarak seyredecekler, sadistik tutkularını tatmin edeceklerdi.
Ama istedikleri olmadı. Jandarma basın bildirisinin okunması ve ardından Hasdal İBB Rehabilitasyon Merkezinin girişine burada dökülen kanları temsilen kırmızı boya dökülmesine, belediyelerce katledilmiş hayvanların fotoğraflarının yere bırakılmasına, hatta bir grup gönüllünün içeriye girip yiyecek bırakmasına izin verdiler, hepimize
büyük bir nezaketle yaklaştılar. Neyin ne, kimin kim olduğunu anlamışlardı.
Hasdal Protesto Eylemi’nin ilk ayağı başarıyla sonuçlandı. İlk ayağı diyorum çünkü bu daha başlangıç…
Sıra taleplerimizi duyurmakta:
1. Hasan Gençdal (İBB Veteriner İşleri Müdürlüğü Müdürü), Ahmet Bölükbaşı (Hasdal Rehabilitasyon Merkezi Müdürü) ve Recep Zafer’in (İBB Veteriner İşleri Müdürlüğü Müdür Yardımcısı) son derece başarısız oldukları her örnekle biraz daha gözler önüne serilmesiyle beraber görevden alınmalarını;
2. İstanbul’da belediyelerce kısırlaştırılan binlerce hayvanın çevre ormanlara atılmasının durdurulmasını;
3. Belediye barınaklarında yaşı küçük köpeklerin kısırlaştırılarak ölüme terk edilmemesini;
4. Barınak hijyen ve sağlık koşullarının mutlaka ve mutlaka iyileştirilmesini; ve
5. Ölüm kampı nitelikli barınak düzenin sona ermesi ve istekli ve düzenli bir çalışma ile tüm hayvanların ev sahibi yapılması konusunda gercek bir gayret gösterilmesini
TALEP EDİYORUZ.
Bu amaçla önümüzdeki Cumartesi, 21 Kasım’da, bu defa daha büyük bir grupla tekrar Hasdal’da olacağız ve taleplerimize ulaşıncaya kadar da vazgeçmeyeceğiz.
Belediyeler tarafından barınaklarda hapsedilen, ormanlarda ölüme terk edilen, göz göre göre katledilen tüm sokak hayvanlarının sesi olmaya, onların yaşam haklarını korumaya devam edeceğiz.
Dediğim gibi, bu daha başlangıç….
Viktor Larkhill
v.larkhill@googlemail.com
Devlet insan hayvan ayırdetmez katleder? Bu ne ya. Terör örgütü afişi gibi.
Fotoğraftakilerden birisi İbb ambulansında çalışıyor. O ya içinize sızmış provakatör yada düşmana çalışıyor bilginiz olsun.