Fatih'in Kedileri – Fatih's Cats

Help us Save Lives.. SHARE!Share on Facebook
Facebook
Tweet about this on Twitter
Twitter
Share on Reddit
Reddit
Pin on Pinterest
Pinterest
Email this to someone
email
Fatih'in Kedileri
Fatih'in Kedileri

Tahmin ettiğimiz gibi dünkü mesajımızdan sonra epostalar yağmaya başladı.

Aniden İstanbul’un her yerinden hayvanseverler eski konuşmaları bir araya getirmeye, fatih ve çevre bölgelerde baktıkları hayvanlarının nasıl kaybolduğunu hatırlamaya başladılar.

Bu türden onlarca ileti aldık ancak en etkileyicisi ve açıklayıcısı bu oldu. Bir hayvansever tarafından gönderilmiş, korumak için adını vermiyoruz.


Beşiktaş Sinanpaşa Camiindeki kedileri düzenli olarak  besleyen,sorunları yla ilgilenen,hastaları n tedavisine çalışan bir hayvanseverim.
Ne yazık ki camii imamı,güvenlik görevlileri,ara sıra mezarları ve türbeyi temizliğe gelen ve karşılığında gelen gidenden para toplayan yaşlı bir kadın ve çevre esnafının bir bölümü buna  karşı.
Ben her zaman kuru mama,sosis,konserve gibi hayvanların sevdiği ve anında tükettiği yiyecekleri, dağıtmadan, ortalığı kirletmeden vermeye çalışıyorum.Kediler için ayrılan bölümün dışına çıkmadan (mecbur kalmadıkça) dağıtıyorum yiyecekleri. Benimle birlikte kedilere bakan birkaç hayvansever daha var.Ancak çoğu insan bilinçli değil, kedilerin yemeyeceği kurumuş ekmek,simit, bisküvi tarzı yiyecekler atılıyor.Daha kötüsü,orada hayvanlara bakıldığını fark edenler kedi atıyor.
Dün oradaki kedilere çok emeği geçen bir arkadaşımla cami güvenlikçisi ve zabıta arasında tartışma yaşandı.Avluda bir çınar ağacı var,çevresi insanların oturacağı şekilde düzenlenmiş.Bizden önce birisi buraya kuru ve yaş mama ile küçük kaplarda su bırakmış.(oysa orası her zaman pis,oturan insanlar yiyip içip artıklarını bırakıyor)

Tartışma da bundan çıktı,önce bizim bıraktığımız iddia edildi,yapmadığımızı söyleyince biz bırakmamış olsak da bizim temizlememiz gerektiğini,insanları n bizim yüzümüzden kedileri beslediğini söylediler.Zabı ta müdürü de olaya karışınca,benzeri bir olayın yaşanması durumunda kedileri toplatacakları nı söylediler.Zabı ta müdürü,güvenlikçiye isterse derhal Büyükşehire telefon açıp toplatabileceğ ini,bize de camii içinde kedi beslemenin zaten yasak olduğunu söyledi.Geçmişte görev yaptığı bölgede kedileri toplayıp denize atıp BOĞMAK suretiyle öldürdükleini de kendi ağzıyla söyledi!Çok seviyorsak evimize götürüp besleyecekmiş iz 30dan fazla kediyi…
Tartışmanın büyümemesi ve kedilerin toplanmaması için temizledik söz konusu alanı….
Bilen varsa lütfen söylesin,herhangi bir yerde hayvan beslemek yasak mıdır,suç mudur?Oradaki kediciklerin kime zararı dokunmaktadır? Daha önemlisi,hayvan koruma kanununa göre hayvanları yaşadıkları bölgeden alıp götürmek suç değil midir?
Hayvanların toplanması durumunda ne yapabiliriz?ü tfen bilen söylesin?
Ciddiye alınmayacağımı,yazı nın okunmadan silineceğini biliyorum ama bir umut yazıyorum….

Kuşkularımız bu iletiyle doğrulanıyor. Bildik bir hikaye. Hayvanlardan nefret eden insanlar (ki onlardan bir sürü var) bu insanların çabalarını görüp şikayet ediyor. Bunu da Zabıta’nın önünde yapıyor ki kedileri toplayıp attırabilsin.

Cats by the Bosphorus
Cats by the Bosphorus

Korkunç bir suç, bir trajedi. Ama bu iletide iki noktaya önemle eğilmek istiyorum.

1. Zabıta Müdürü’nden öğrendiğimize göre yapılanlar Fatih ve çevre bölgelerde sıradan işler. Müdür, tercih ettikleri ölüm biçimini, kedicikleri denize atıp boduklarını bile anlatıyor utanmadan.
Osmanlıdan bu yana değişen birşey olmadı demek.

2. Ancak gerçekten üzücü ve saçma olan şey bazı hayvanseverlerin boyun eğen ve koyun benzeri tutumu. Bu Zabıta Müdürü’nün bahsettiği şey bir suç. Bu ülkede kedileri toplayıp öldürmek YASAL DEĞİL! Doğrusu, bu Zabıta görevlisinin yaka numarasını ve adını alıp gerekli yerlere şikayet etmekti.
Ama gönüllü arkadaşımız ne yaptı? Hiç… Başkalarının çöpünü temizledi.

Benim gibi hayvan severlere baktığımda çoğu defa büyük hayal kırıklığına uğradığımı biliyorsunuz. Güçlü idealleri uğruna birleşmiş, yine güçlü bir akılla silahlanmış, çalışkan bir etikle donanmış bir gruptan çok uzakta tanık olduğumuz manzara.

Gördüğüm ise korku içinde yaşayan bir sürü insan. Baktıkları hayvanları, tam tersine, korumakla görevli oldukları halde öldürmek isteyenlerden; komşularından ve  yetkilililerden, toplumda gerçek bir değişimi sağlamak için gerekli çalışma ve fedakarlıktan…

Korku bizi belaya girmekten koruyan bir savunma mekanizmasıdır. Hepimiz ara sıra korkarız. Problem, korku hayatımızı ele geçirdiğinde ve bizi ödlek ve sızlanan insanlara dönüştürdüğünde ortaya çıkar.

Bu gerçekleştiğinde umut kalmamıştır. Bu durumda hayvanseverlerin evlerinde kalıp TV seyretmeleri yerinde olacaktır (zaten genellikle yaptıkları da bu).

Türkiye’deki hayvanlar karşılarına birisi çıktığında korkudan titremeye başlayan korumacılara ihtiyaç duymuyor. Türkye’deki hayvanların, kabadayılardan korkmayan, kendinden emin ve yasal haklarının (hem kendilerinin hem de hayvanların) farkında, yürekli ve kararlı insanlara gereksinimleri var.

Cat Hagia Sophia
Cat Hagia Sophia

Fatih’teki katliam önlenebilirdi. Hayvanseverler ayaklanmalı ve hayır demeliydi.

Tersine, korku içinde çekildiler…

Bu türden katliamlar her biriniz, internet forumlarında sızlanıp dertlenmek yerine ayağa kalkıp doğruyu yapmak, BİRŞEYLER yapmak kararını alıncaya kadar önlenemeyecek.

Viktor Larkhill – Asli Han Gedik

———

Fatih'in Kedileri
Fatih'in Kedileri

As predicted yesterday’s post led into a flurry of emails.
Suddenly animal lovers all over Istanbul started piecing together old coversations, old instances where the animals they cared for in Fatih and neighboring areas had dissapeared.

We received tens of emails of such sort, but this is one of the most powerful and telling. It is sent by an animal lover, we will not disclose her name in order to protect her.

I am a volunteer who regularly feeds the stray cats of Beşiktaş Sinanpaşa Camii, solves their problems, tries to treat the sick ones.

Unfortunately the mosque’s imam, the security guards, the lady who comes around to clean the mausoleum and receives money from the people visiting and the shop keepers in the area are against me.

I always try to feed them with food they love and consume immediately such as dried food, sausages, canned food, so as not to dirty or clutter the place. I try to allocate the food making sure (as much as possible) inside the area specified for the cats. There are some other animal lovers who take care of the cats like me. But most people are ignorant and they throw them stuff they can’t eat like dried bread, simit, biscuits. What is worse, people throw in kittens because they know they are being looked after.

Yesterday a friend of mine who puts a lot of effort in those cats had an argument with the mosque security and a municipal police officer (zabıta). There is a plane tree in the garden around which an area is arranged for people to sit. Someone left there dry an canned food and water in small bowls, before us (and normally this is a dirty place where people sit down, eat and leave their rubbish behind).
This is why the argument started. first we were accused of leaving the food there, then we were told to clean it up even though we hadn’t left it there and people are trying to feed the cats because of us. Then the chief of municipal police arrived and said that if a similar incident occurs they will have the cats collected. The Chief said to the mosque security that he could call the Greater Municipality immediately and have the cats collected, and to us that it is forbidden to feed the cats inside the mosque anyway.
He said with his own words that in the past, at his previous location they used to collect cats and throw them in the sea to drown them!
If we like them so much we should take them home and care for them… more than 30 cats!!!

So as not to take the argument further and to avoid the cats being collected we cleared the area.

If anyone know, please tell me, is it a crime, banned to feed animals anywhere? Who do these little kittens harm? What is more important, isn’t it a crime according to the Animal Protection Law, to remove animals away from where they live?

Please, someone tell us what we can do if the animals are collected!

I am writing with a little hope, although I know I won’t be taken seriously and that what I have written will be deleted…

Cats by the Bosphorus
Cats by the Bosphorus

Our suspicions are confirmed by this email. It’s the typical story.Those people amongs us who hate animals (there are many many) complained about people’s efforts to help. They addressed the issue in front of the Municipal Police who, most likely, collected the kittens and swiftly dispose of them.

This is a horrendous crime, a tragedy. But there are two points from this email that I wanted to emphasize:

1. As evidenced by the Account of the Municipal Police Chief this is common practice in Fatih and adjacent areas. The Chief, without shame, went as far as describing the killing method of choice, throwing the kittens at sea and drowning them.

Not much has changed since Ottoman times…

2. But what is really sad and absolutely absurd here is the subservient and sheepish attitude prevalent in some animal lovers. What that Chief was describing is a crime. It is ILLEGAL in this country to collect cats and kill them. The right thing to do would have been to take note of the name and license number of the police agent and to file a complaint in front of the authorities…

But what did the animal lover in question did? Nothing. She did nothing. She cleared the rubbish away and took away the animals.

It is no secret that I feel an enormous disapointment when I look at my fellow animal lovers. Far from seeing a united group of people led by strong ideals and armed with strong intellects and hard working ethics I see a very different picture.

What I see is a massive amount of people living in fear. Fear for the animals they are protecting being killed by those who are paid to protect them, fear of the reprisals of neighbors and authorities, fear of the work and sacrifice required to implement permanent change in this society.

Fear is a defense mechanism that keeps us from getting in trouble. We all experience fear at times. The problem is when fear takes over our lifes and we turn cowardly and whiny.

When this happens all hope is lost. At that point it would be better for the animals if animal lovers stayed in their homes watching TV (which is what most do anyway).

The animals of Turkey don’t need protectors that will start shaking in fear the moment they are confronted. The animals of Turkey need courageous and determined people who stand up for them, unaffraid of bullys, sure of themselves and well informed about their rights (both theirs and the animals’).

Cat Hagia Sophia
Cat Hagia Sophia

The Fatih Massacre could have been avoided. Animal lovers should have stood up and say NO.

Instead they walked away in fear.

Massacres like this one will continue until you all decide to stand for what is right and DO SOMETHING about it instead of spending your life worrying and whinning on internet forums.

Viktor Larkhill  –  Asli Han Gedik

Help us Save Lives.. SHARE!Share on Facebook
Facebook
Tweet about this on Twitter
Twitter
Share on Reddit
Reddit
Pin on Pinterest
Pinterest
Email this to someone
email

0 comments on “Fatih'in Kedileri – Fatih's CatsAdd yours →

  1. sabine nowack says:

    The things that important in life
    appear
    it must fight.
    Later regret not fighting
    to
    have
    is worse than the fight
    lose.

  2. miray hazar says:

    camii imamının tavrı hayal kırıklığı…göya din adamı göya hak vicdan da halka örnek kişi …yazıklar olsun ona da o zabıta müdürüne de…nedense bazı insanların nazarın da ,fuhuş yapsam daha az kınanır, hırsızlık yapsam daha az suçlu olurum…aç ve aciz hayvanları beslemek kabahat bu toplum da…ben beslerken cinayet işlermişim gibi bakıyorlar …sanki haklarına tecavüz ediyormuşum gibi saldırıyor vicdansızlar…ALLAH belalarını versin….yapanların da yaptıranların da soysuzlar..

  3. Ayaklanın! hahah..bu ülkede mi? ne Küba’da ne de Güney Amerika’nın bir ülkesinde değiliz.Üzgünüm ama ne dayatıldıysa kabul eden bir gençliğimiz,bundan gurur duyan ebeveynlerimiz,sadece sigaranın sağlığa zararlı olduğunu söyleyen öğretmenlerimiz var.Anayasamızdaki hiçbir yasa yoksul-mazlum-haklı nın yanında değil.Öyle yasalar varsa da pratiğie dökmek epey masraflı.Hadi pratiğe döktük; sonuçlanana kadar zaten vazgeçiyorsunuz ya da yıllarca süren duruşmalar sonunda yaşlanıyorsunuz :/
    Sizi bilmem Bay V. ama ben bu ülkede doğduğumda son darbe olalı 3 sene geçmişti.Yeni yasa diktatör bir “”grup”” tarafından hazırlanmış halkımızın çoğunluğu da “çıt” çıkarmamıştı.Üzgünüm bizler Darwin teorisini bile “aaaa maymun dedi bize” diye algılayan ve eleştirimizi sadece “argo,küfür” olarak yapabilen bir milletiz.Üzgünüm…Biz ayaklanmanın ne demek olduğunu bilmiyoruz..Sİz biliyorsanız önden buyrun,dilerim izleyenler olur.Ama memleketimin insanlarından çok da fazla şey beklemeyin.Zira alıştık,akşama kafar cause-yardım butonlarına tıklamaya …..
    Sevgiler..

  4. Meltem Hanım,
    Burası Küba ya da Güney Amerika ülkesi değil demişsiniz. Kübada sokak köpeklerinin hemen hepsinin uyuz ve bir deri bir kemik olduğunu, Küba vadandaşlarının sokaklarda turistlerden bir parça sabun dilendiğini, gençlerinin fabrikalardan puro çalarak ucuz fiyatla turistlere sattığını bilmiyorsunuz sanırım.
    Çok gelişmiş Avrupa ülkelerinin sokaklarının ne şekilde kedi ve köpeksizleştiğini bilmiyorsunuz herhalde.
    18.yy sonu ve 19.yy basinda bu ulkenin insanlarinin emperyalist bir sömürüye karşı dünyanın sayılı direnişlerinden birini gösterdiğini de dikkate almıyorsunuz herhalde
    ‘Türk Milleti boyle’ ‘bu ülkede bir şey olmaz’ v.b. içerikli yorumlar gerçekten artık çok incitici olmaya başladı!! Burada sorun bir milliyet sorunu değil bir insanlık sorunudur. Bu türden ihlaller maalesef Dünyanın her yerinde yapılmaktadır (bknz:çok gelişmiş Kanada). Ve evet çözümü de her yerde aynıdır: Direniş.
    Kendi hayatları için mücadele veremeyecek kadar savunmasız bu yaşam dostlarımız için biz mücadele edelim..

  5. Bu kadar umutsuz olmaya gerek yok… Umudun bittiği yerde yaşamaya da gerek yok! Ben tüm darbeleri gördüğüm halde hala umudumu kaybetmiyorum, belki de bireyler (bunlar biz oluyoruz) kendilerini değiştirmedikçe, toplumların hiç bir şekilde değişmeyeceğini nihayet,bu yaşımda farkedebilmiş olduğum içindir… Önümüze her zaman yol ayrımları çıkar, sorunun mu, çözümün mü parçası olmayı seçeceğiz? Karar herkesin kendisine aittir, verdiğimiz kararlara göre hareket ederiz ve yaptığımız seçimlerin sorumluluğu bize aittir. Sevgili Meltem, nasıl bir dünya istiyorsan, o dünyayı oluşturmak için senin çaba göstermen gerekiyor. Şikayet ederek, zaten bilinen sorunları tekrar tekrar sayarak, lanet yağdırarak sorunların çözüldüğü görülmemiştir. Bu kadar korku ne için? Kimden korkuyoruz? Bizim için çalışsınlar diye seçtiğimiz insanlardan mı? Hatırla, onların maaşlarını biz veriyoruz. Neyse ki hala demokratik bir ülkede yaşıyoruz. Hiç de değil diyorsun ama bizler kendi haklarımıza sahip çıkmayı seçmediğimiz için kaybediyoruz haklarımızı. Öte yandan şunu da her zaman hatırlamakta fayda var, korktuğumuz şey, bizim korkumuzdan beslenir ve güçlenir. Bence Viktor çok haklı ve şu anda yaptıklarıyla birşeylere öncülük ediyor zaten. Elini taşın altına koymuş durumda yani. Çağrısı, bizlerin de elimizi taşın altına koymamız için… Bilgisayar başında mesajları forwardlamak güzel ama sanal değil de gerçek bir değişim istiyorsak rahat koltuklarımızdan biraz kaldırmak gerekiyor popoları… :))

  6. Her ülkede hayvanların sayısını dengelemek için bir takım uygulamalar yapılıyordur ama denize atıp boğmak suretiyle kedi öldürmek ve bunu bir “yasa” olarak uygulamak…İnsanların bu konuda yaptırım gücünün olmaması…Güçlerini kullanabilecekleri tek yerin sandık olması ve sandıkta da gene gidip bu katliamları düzenli olarak “yasa “gibi yapanları senelerdir seçmeleri…Söylenecek tek şey: Böyle bir yerde yaşayan tüm canlılar büyük tehlike altındalar ve eğer birgün kedilerin başına gelenler kendi başlarına da gelirse kimse bunun cezasını çekmeyecektir. Kendileri dışında…

  7. O dear…. i hope these cats find a home… WE HAVE TO DO SOMETHING BEFORE ITS TOO LATEE!!!

  8. şule hekimoğlu says:

    Çok doğru ! hayvancıkların yaşam hakları insanlığın yani bizlerin en büyük sınavlarından biri ,(evrensel sınav ) …..2-3 kişinin bu konuyla savaşması mümkün değildir arkadaşlar ,ciddi bilinçli bir yerel yardım klüpleri kurulmalı ,maddi manevi daha güçlü kılmak için farklı etkinlikler düzenleyerek ( hayvan sevgisinin bir eğitim de olduğunu anlatan değişik bir şeyler hazırlayıp sunmak , ve gerisi de gelir herhalde , ama önce insanların brlik içinde olması ve yola çıkması gerekir , hiç bir şey kolay olmuyor , ama mücadelesiz de bir şey olmuyor…

  9. şule hekimoğlu says:

    ARKADAŞLAR
    Birde şunu eklemek istiyorum ,bazı genç kardeşlrim tabiiki son derece haklılar ,yukarda ki yazılanlardan yola çıkarak yazıyorum …ama bu ülkede şunlar olmaz yapılmaz , bize bu dayatıldı şu nu dediler vs….gibi şeyler e takılırsak çıkmaza gireriz..her kes ben ce üzerine düşen görevi yapmak zorunda …evet zor bir ülkede yaşıyoruz….son derece haklısınız….ama bu yeterli bir sebep değil ! inandığın şeyin üzerine gideceksin ,hayat öyle zaten arkadaşlar , o zaman niye yaşıyoruz ? bir düşünün !!! zevk sefaya mı takılalım yani !!! evet moraller bozuluyor ,ben de kendi adıma hayatın her boyutunu iyi ve olumsuz yönleriyle çirkinlikleriyle yaşıyorum hepimiz gibi !!!!ama yaptığımın arkasında olarak , elimden geldiğince çok ta güzel sonuçlarını gördüm ve yaşadım ,işin içinde bu da var tabiiki !!!

  10. C. Besler says:

    Yukarıda bahsi geçen zabıta ya da temizlikçi kadın gibi karanlıkta yaşayanlardan çekinmeyin. Kanunların sizin yanınızda olduğunu unutmayın.
    Cehalet insanı, hayvanı, tabiatı sevmez. Eğitebilirseniz ne ala, yoksa kanunlara uymak zorundalar. “Aman olay çıkmasın” yaklaşımı ile bunlara taviz verirseniz, haklarınızdan ve koruduklarınızın haklarından feragat etmiş olursunuz. Unutmayın, haklı olan güçlüdür. Yeter ki bu gücü kullanmaya cesareti olsun.