İstanbul’un en sevecen simgelerinden biri olan sokak köpeği Ebru’yu kaybetmenin trajedisinin yaşandığı bir günde, yanlış yönlendirilmiş Halkla İlişkiler uygulamalarının en belirgin örneklerinden birine tanık olduk.
Marmara Oteli on yıldan fazla bir süre Ebru’ya kusursuz biçimde baktı. Otel alanında kalmasına izin verdiler, yemeğini, suyunu ve tüm veteriner bakımını sağladılar. Marmara Oteli bir şirketin sosyal ve insani görevlerini nasıl yerine getirmesi gerektiğinin simgesi idi, ve hala da öyledir. Yani, buraya kadar herşey mükemmel…
Fakat sonra hiç beklenmeyen bir şey olur. Ebru civardaki bir veya bir kaç serseri tarafından top gibi tekmelenir. Otelin bunca zamandır koruduğu hayvan ölümcül yaralar alır ve 48 saat sonra da ölür.
Bir kaç yıl önce üzücü ama sessiz kalacak olan olay dakikalar içinde binlerce kişinin bilgisayar ekranlarına yayılır. Ve bu da Marmara Oteli için bir Halkla İlişkiler sorunu yaratır.
Bir seçim sorunu idi:
a) Kendilerini eski bir arkadaşı kaybetmiş, endişeli bir kurum olarak ortaya koymak,
b) Veteriner kliniğine koşup sorulardan kaçınmak için alelacele cesedi almak ve zavallı masum Ebru’nun yaşlılıktan öldüğünü ifade eden bir bildiri yayınlamak. Kısacası, hiç bir şey olmamış gibi davranmak.
Konvansiyonel mantık, Marmara’nın A seçeneğini tercih etmesi gerektiğini söyler. Bu büyük bir şirketin insani yanını sergilemek için mükemmel bir fırsat olurdu.
Oysa onlar B seçeneğini seçtiler.
Talihsiz olay basına da yansıdığı için Otelin Halkla İlişkiler ekibi Ebru’nun yaşlılıktan öldüğünü ifade eden basın bültenleri yayınlayarak, Business/Gold üyelerine emailler göndererek fazla mesai yapıyorlar.
Niye böyle bir şey yapsınlar ki? Belli ki bu hayvanı seviyorlardı. Niye ölüm şeklini gizlemek için bu kadar çaba harcıyorlar?
Cevap basit: İş için kötü.
Marmara kendi köpeğine bile bakamıyorsa, misafirlerine bakma yetenekleri hakkında insanlar ne düşünür? Taksim bölgesi kalmak için güvenli bir yer mi? Gece ortalıkta dolaşmak akıllıca mı? Hatta belki bazıları, … İstanbul güvenli bir yer değil diye bile düşünebilirler… öyleyse biz de zavallı yaşlı Ebru öylece ölüvermiş gibi yapalım!!!
Bir yanda, Türkiyenin ne yazık ki bu gibi olaylarla gündelik olarak uğraşmak zorunda olan ve Ebru’nun henüz ameliyattan çıkmış ve karnında kocaman bir yara izi görülen fotoğrafları sunan en büyük hayvan koruma ağı var. O ameliyat saatler sürdü, ve aşırı aciliyeti söz konusu olmasaydı yapılmazdı. Ebru, yaşlılıkla hiç ilgisi olmayan muazzam trauma izleri taşıyordu.
Öbür yanda, hazırlıksız yakalandığı bir durumla çaresiz başa çıkmaya çalışan tedirgin bir Halkla İlişkiler yöneticisi var.
İşte resimler ve hikaye. Ebru öldü. Cesedi Otel tarafından alındı. Şu ana kadar Ebru’nun cesedine ne olduğunu bilmiyoruz.
Eminim Marmara PR ekibi bu soruya iyi bir cevap bulacaktır.
Önerimiz, Marmara’nın PR politikasını bir gözden geçirmesi, ve gelecekte daha açık, şeffaf ve dürüst bir yaklaşım denemesidir. Ne de olsa, Marmara grubu ülkemizde köklü bir kuruluştur.
Sahip Çıkalım bu konuda daha fazla tartışmaya girmeyecektir. Onun yerine Ebru’nun katillerinin yakalanmasını sağlayacak hayati bilgileri paylaşana vereceğimiz 2,000 Amerikan Doları sözümüzü yineliyoruz.
Sahip Çıkalım
SON GÜNCELLEME: İlhan, Animalia’daki veteriner operatör, Ebru’nun ölümü hakkında herhangi bir yorum yapmayı reddetti.
Bazılarınız bunu şaşırtıcı bulabilir. Öyle değil. İlhan mükemmel bir profesyoneldir, ve yanlış ifadeler veremez. O hiçbir zaman Ebru’nun ölüm nedenini yaşlılık olarak bildiremez.
Bir kere daha, Marmara Otel’in son 12-14 yıllık çalışmalarını alkışlıyoruz… ne yazık ki yanlış PR danışmanının önerilerini dinlemeyi seçtiler…
Marmara Oteli’ni boykot etme çağrıları başladı bile. Sahip Çıkalım Marmara Oteli’nin boykot edilmesi konusunda hiçbir çağrıyı DESTEKLEMEYECEKTİR, tam tersine, işlerinin gelişmeye devam etmesini, hayvan dostu tutumlarını ve bu şehirdeki en adanmış hayvan koruyucularının bazılarının sponsorluğunu sürdürmelerini umuyoruz.
8 ay önce spor yaparken arkamda bir “çıt çıt” ses duydum, ahmak ıslatan derler ya öyle bir yağmur vardı ve sanki daha süten yeni kesilmiş bir çoban köpeği arkama takılmış geliyordu. O kadar küçüktü ki, annesi buralardadır diye etrafa bakındım, ama kimsecikler yoktu. Bana belirli bir mesafede duruyordu, gel dedim gelmedi, biraz daha ilerledim, beni takip etmeye devam etti. Ben durunca duruyor, yürüyünce yürüyordu ama mesafesini de hep koruyordu. O kadar hasta, aç ve susu görünüyordu ki anlatamam. Kesin ölecek bu hayvancık diye düşündüm, yere diz çöktüm ve neredeyse 15 dakika kadar bekledim, sonunda geldi bacaklarımın arasına girdi, tir tir tiriyordu… Kucağıma aldım, montumun içine soktum kafasını da dışarı çıkardım, birlikte eve gittik. Önce kuruttum, sonra bir kazağımı keserek ona giydirdim. Akşama battaniyelerle örttüm, suyuna ilaçlar erittim, ertesi gün sabah veterinere gittik, aşılar yaptırdık. 2 hafta sürekli takip ettiler ve iyileşti. Adını “küçümen” koyduk, o kadar küçüktü ki Apartmanın kocaman bir bahçesi var, oraya çatısı shingle’dan kocaman bir kulube yaptırdık, içine battaniyeler, minderler koyduk, çok sevdi beni, yuvasını. Her dakikamız beraber geçiyordu, hızla da büyüyordu. Sürekli veteriner kontrolündeydi, sabaha karşı sesini duysam koşarak yanına gidiyordum. 6 aygeçirdik beraber. Bir sabah baktım ki yerde yatıyor, ağzından kan gelmiş, tekmelemişler benim küçücük küçümenimi. Hemen hastaneye gittik, iğneler, serum, röntgen… O gece sabaha kadar beraber yattık, nefes alamadı bir türlü, sabah kulübesine gitmek istedi yine, kucağıma aldım götürdüm. Orada da can verdi. Ebru bana “küçümen”i hatırlattı ne yazık ki. Aylardır ne zaman fotoğraflarını görsem ağlıyorum sessizce. İnsanlar ne kadar “hayvan” diye düşünüyorum.
the marmara hotel’i tutumundan dolayı kınıyorum. akıllarınca türkiye’nin ve otellerinin imajını korumaya çalışmışlar ancak böyle büyük rezaleti bile sümenaltı etmeye çalışan zihniyetler kimbilir başka ne dolapları gizliyordur diye düşünmeden edemiyor insan. dünyanın her köşesinde, her saniye binlerce canlı dövülüyor, öldürülüyor, tecavüze uğruyor. önemli olan olaya şahitseniz gücünüz yettiğince güçsüzü korumak, başaramaz iseniz bundan ders çıkarmak, önlemlerinizi arttırmak ve sorumluluğunuzu kabullenerek mağdura destek olmak. yalanlayarak çizdikleri sandıkları tablonun dıştan bakan biri için ne kadar ikiyüzlüce durduğunu farketmişlerdir umarım.. zavallı ebru’cuk.. şehrin bir hayaleti daha sessizce kayboldu..
As a Turkish citizen who keeps two dogs at home,and as an animal rights supporter,I am ashamed of the situation and I do not support the attitude The Marmara Hotel’s administration shows.I would expect them to protect the poor dog with those guards who stand at the main entrance of the hotel all the time.Could not they have stopped those monsters from kicking the poor one?Coming to the announcement they have made,I take it as the biggest failure of the incident.Shame on you The Marmara…Even though it is stated that the site will not support any protests against the hotel,I have lost my positive perspective towards them.May God take Ebru to the green green prairies of Heaven..
EBRU için hala yüreğim yanıyor. Ameliyat fotoğrafları ortadayken, the marmara yetkililerinin yaşlılık gibi solunum yetersizliği gibi komik bir açıklama ile geçiştirmesini şiddetle kınıyorum. Bunca zaman baktıkları bir can için yalancı, korkak konumuna düşmek hiç yakışmadı kendilerine. Oysa ki ellerine bir şans geçmişti. Bu olayı örtpas etmek yerine üzerine gitselerdi, suçluların yakalanmaları için girişimde bulunsalardı tüm hayvan dostlarının yüreklerinde eşsiz bir yerleri olurdu. Ama onlar bir CAN a sahip çıkmak yerine para kaygısına düştüler…
Yazık, çoook yazık…
( bu arada EBRUnun ameliyatını yapan veteriner, o fotoğrafları çeken kişi neden ortaya çıkıp bu komik açıklamayı basın karşısında yalanlamıyorlar???)
THE MARMARA otelinden ne zaman gecsem EBRU oralara dolasırdı,otel calısanları onu cok severdi,bu canavarlıgı yapanların otelle ne alakası var?Insanlar üzülmesin diye böyle bir acıklama yapmıs olmalılar,insanların canavarlıgına nasıl engel olabilirlerdi ki?Keske bu canavarlıgı önleyebilmenin bir yolu olsa,TAKSIM in göbeginde bunu yapanlar kimbilir baska yerlerde neler yapıyorlardır?Cok üzüldüm gercekten,ne tatlı bir hayvandı,nice insandan daaha sıcak ve daha duyarlıydı.
Bu canavarlarla basa cıkmanın bir yolu olmalı..
The Marmara’nın köpeğin ölümüyle hiçbir ilgisi yok, gerçekten 12 yıl bakmışlar ve prestij için başka köpeklerde alabilirdi fakat bakmayı tercih etmişler. Başları sağolsum.
Ama cahil Türk insanından gün geçtikce daha çok tiksiniyorum, üzülüyorum ve sinirleniyorum. Hayvan düşmanı bu insanların bulunmasını ümit ediyorum. İnşallah bu korumasız hayvancığa, Ebru’ya yaptıklarından dolayı cezalarını çekerler.
Marmara otel,
bir sokak köpişine sahip çıkmakla çok güzel bir dawranış yapmış,ama amaç sadece klübe ve yemek olunca böyle bir sonuç ortaya çıkıyor demekki.
Bu kadar büyük ve prestijli bir otelin ,bir yakının başına bu olay gelse olayı örtpas etmek yerine suçluların peşine düşüceklerdi.
Zaten bana göre hayvan sewmek ,onu canınızdan ayırt etmemek bir ewlat gibi görmekle anlamına ulaşıyor.
Marmara otel,yaptıkları ile teşekkürü hakketsede EBRUYA yapacağı son görevinde çok eksik kaldı.
Gerçekleri örtpas etmese idi ne prestiji düşerdi nede başka birşey .
Ama şu anda yaptıklarını kınıyorum.
Mujde
EN BAŞ YAZININ SAHİBİ YELDA KARDEŞİME BİR ŞEY SÖYLEMEK İSTİYORUM ; ÖNCELİKLE EBRU İÇİN SÖYLENİLEN ”’ NE ÇİRKİN KÖPEK YADA BU OTELE YAKIŞIYORMU ”’ GİBİ SÖZLER , HAYVAN SEVGİSİNİN TAM İÇLERİNDE ÖZÜMSEYEMEMİŞ İNSANLARIN İFADESİDİR , GÜZEL KARDEŞİM ..SOKAKTAKİ TÜM MASUM CANLAR ,GÜZELDİR .. GÖRMESİNİ BİLENE , HİSSEDENE !!!!!YILLARCA THE MARMARANIN KÖPECİĞE SAHİP ÇIKMASI ÇOK HOŞ VE TAKDİR EDİLİR ..AMA LÜTFEN HER ZAMAN DOĞRULARI YAZMAK GEREKİR..BURDA BİR CAN SÖZ KONUSU!!!MENFAAAT DEĞİL!!!!
TOLGA ARKADAŞA DA BİR NOTUM VAR…YAŞADIĞINIZ OLAY ÇOKGÜZEL AMA HÜZÜNLÜ DE MAALESEF ÇOK HAKLISINIZ :=((
HAYVANLAR ASLA VE ASLA AŞAĞILANACAK VARLIKLAR DEĞİLDİR…ONLARDAKİ SEVGİ DOĞALLIK İBRET VERİCİDİR …ONUN İÇİN BAKMAK VE GÖRMEK HİSSETMEK LAZIMDIR…İNSAN EĞER İNSAN SA MUHTEŞEM BİR VARLIKTIR…AMA KENDİNİ ÇOK ZAVALLI HALE DE DÜŞÜREBİLİR…VE KENDİNİ YOK EDER…ZALİMCESİNE !!!BU ALEMDE HERŞEY BİZE BİR AYNADIR…NASIL BAKARSAN AYNISI SANA YANSIR….MÜHİM OLAN GÜZEL GÖZLE KALPLE BAKMASINI BİLMEKTİR….
Senelerdir belki de artık farkına bile varmadan; yolda hızlıca yürürken bile gözlerimizin kaydığı ve onu her görüşümüzde yüzümüzü güldüren eski dost EBRU için ne kadar üzgün olduğumu dökebileceğim sözler yok ne yazık ki. Sözler çoktan bitti, acısı kaldı sadece.. Kimseye zararı olmayan bu güzel dostu böyle ani kaybetmeyi beklemiyordu kimse belli ki, ama bu her gün yaşanmaya devam eden ve ancak hep beraber durdurulmasına yardım edebileceğimiz bir vahşet.
Marmara Oteli’nin bu güzel kıza senelerdir sevgi ve şefkatle baktığını hepimiz biliyoruz. Zaten sorun burada değil. Büyük yanlış, olanları olmamış gibi yapmaya çalışmakta, eski bir dosta ödenmesi gereken vefa borcunu görmezden gelmeyi denemekte. Marmara Oteli’nin “evet böyle bir acı durum yaşandı, biz de elimizden gelen yardımı ve desteği göstereceğiz ki yapanları yakalayıp, yeni olayların olmasını önlemek için bir adım atabilelim” demesi gerekirdi. İstanbul’da suç yok mu, Taksim’de yaşanan suç olayları olmuyor mu ki bunu saklamaya çalışasınız? Kaldı ki görseniz bir şeyler yapacak olduğunuza zaten inanıyoruz yürekten. Bunun suçlusu siz değilsiniz ki? Ama gizlemeye çalışmayın ki bu da unutulup gidilen binlerce olaydan birine dönüşmesin…
Dahil olduğumuz grubun ilettiği detaylar ve gördüğümüz fotoğrafların doğruluğunu sorgulamayacak kadar net bilgi edindik. Bu dünya güzeli kızımızın yaşlılıktan ölmediğini gördük. Durumunun ne kadar ağır olduğuna dair fotoğraflar var, bütün karnı boyunca uzanan koca bir taze ameliyat izi, onu kurtarmak için elinden geleni yapmış son derece başarılı bir veteriner var. Onu da zor durumda bırakıyor bu gereksiz örtbas girişimleri…
Bunları bırakıp yapanları bulmaya çalışmaya odaklanalım lütfen… İnanın bunu yapanları bulmaya çalışmanıza destek verecek çok müşteriniz çıkacaktır.
Eğer endişeniz müşterilerinizin bu durumdan tedirgin olarak sizi tercih etmeyeceği ise, daha önce yaşanan çok daha vahim ve acı durumları da atlatabildiğinizi hatırlatırım…
O gün meydandan 2 kere motorla geçmek zorunda kaldım ve bu olayı öğrenince “neden etrafıma bakmadım? acaba görebilirmiydim bunu yapan …..(terim bulamıyorum)
görseydim saldırırdım onlara kaç kişi oldukları umrumda değil, bana da aynısını yaparlarmıydı umrumda değil öyle bir nefret var ki içimde bu senaryoların arkası gelmiyor.
Türkiye de polis var ise verdiğimiz paraları hak ediyorlarsa katilleri bulsunlar, yoksa onlara da yazıklar olsun.
Marmara otelinin 14 yıl önceki yöneticilerini saygı ile anıyorum verdikleri kararla örnek oldular bu ülkeye.
Peki bugünkü yöneticiler ne yaptı???
Para Para Para hayatta başka birşeyin hiçbir önemi yok!
AMA Ebru haber olurken, otel sempati toplarken çok memnunlardı… Bir mirası çökerttikleri gibi bir can’a ihanet ettiler!
YAZIKLAR OLSUN. Evet siz tekmelemediniz ama tekmeleyenlere “kaybolun buradan” diyorsunuz, o gece seyirci kalan korkak sevgisiz zavallı insanlar gibi.
Marmara otelinde çalışan insanlar arasından 1 kişi bile ben bu yalana alet olmam istifa ediyorum demedi yazıklar olsun.
Veteriner “yorum yok” dedi en azından yalan söylemedi ama ona da yazıklar olsun kimi neyi koruyor? O’nun önceliği bu mu olmalı?
Buraya yorum yazan-okuyan her insan nefretimi ve umutsuzluğumu azaltıyor… sizlere teşekkür ediyorum
Senelerdir the marmara nın onunde ebruyu gorurdum her gordugumdede gulumsememe sebep olurdu ıstanbulun en iyi otellerınden bırının onunde sere serpe yatardı bazen otele gırmek ısteyen yabancılar cekınırlerdı ondan ama buna ragmen the marmara ondan hıc vazgecmedı otelın onunde sokak kopegı olurmus yakısırmı dıye dusunmeden sevdiler beslediler onu,tek sanssızlıgı belkıde kendını bılmez vıcdansız ınsan bıle dıyemıcegım sahıslardı the marmara herseye ragmen onu aldı tedavı ettırmeye calıstı ugrastı belkı yalan bı acıklama talıhsızlık oldu pr ların yanlıs yonlendırmelerıne düşmeleri onları olayı kabullenmelerınden daha kotu bır yone surukledı ama genede the marmara ebruya senelerce baktı en son gunlerınde bır kenara atıp gormemezlıkten gelmedı.
Şimdi ınsanların bu yorumlarıyla bıdaha belkı hıc bır kopegı sahıplenmıyecekler sonunda basımıza daha buyuk iş alıyoruz zıhnıyetıyle dusunucekler buyuzden lutfen bugune kadar the marmaranın ebruya bakıp doyurdugunu bınlerce musterısıne ragmen kapısında yatırdıgını unutmayalım …
yaziklar olsun bu kadar sasali bir otel bu olayi ust past ediyor…aptal olmayalim ne siz ne ben oradaydim ama video kasetleri?????evet,kopegin olumu degil otelin yasliliktan oldu demesi????yaziklar olsun tum dunya gozunde ne kadar duyarsiz bir ulke oldugumuzu gorterdik….tabiiki medyayi taktir ediyoruz…gercek cikacaktir ne kadar ort past edilsede……..
Sevgili Yeda hanım, yazınızın sonunda “Ben Gerceklerden yanayım Gözümle gördüklerime inanırım,” demişsiniz. Evet, doğrusu da budur. Ama 1) en azından benim the marmara oteline yakıştıramadığım davranış, bu köpeciğin ölümünün ardındaki gerçeği görmezden gelmeleri, dertop edip kapatmaktan yana olmalarıdır. Yani sizin gibi düşünmemeleri.
2: ise, EBRU ile ilgili, soruşturma yapılması için veri toplamak, suçluların bulunması için çaba göstermek, barınaklardaki canlara, sahipsiz, sokaklarda hasta olanlara ilgi gösterilmesini asla engellemez. Burada hiç kimsenin bütün “can”ların sorunlarını bir yana bırakıp, tüm enerjilerini EBRU ya yöneltmedikleri çok açıktır.
Ebru nun o guzel kicini yirim ben..Nur icinde yatsin, zaten baska bir yerde yatma sansi da yok, o kadar guzeldi yani..Sen Istanbul cehenneminde olacaksin bir hayvan ve bu kadar insanin gonlune dokunacaksin, cok zor degil mi..
Di Marmara kivirtiyo bana gore, ne salak bir PR..Cahilce..Farkinda olmadiklari bir sey var ki cok korkunc, bunca yil ozenle baktiklari bu hayvani bu hale koyanlar, yarin sahip olduklarini sandiklari herseye bunu yapar..Butun degerler kaybolur gider iste, suya yazilir hersey..Ben derim ki akilli olun, kendinize gelin, Ebru nun katillerini yakalatin, alniniz ak olsun..Yoksa bunu kimsenin aklindan silemezsiniz.
Ebru yu guzel burnundan oper, iyi uykular dilerim..Onun ruhu umarim katillerinin cocuklarina gecer..
Cok Onemli. Bu tarz haberler yapan gazetecilere tekzip yazisi gondermenizi oneririm.
Mesela 03.06.2009 tarihli Hurriyet gazetesinde Onur Basturk’te arastirmaci gazeteci kimligi ile ( tum basına gonderilen The Marmara’nın bilgisini gercek kabul ederek , ) Ebru zaten eceliyle olmus satirlarini yazarak toplumu yanlıs yonlendirmekle kalmamis beni en cok kizdiran ve uzen yorumu ise gercekten cok cok duyarsız geldi:
Nasil Ritz’ otelin simgesi bir kopek degilse , Turkiyede olmasi Zaten bir otelin kopekle anilmasi da ne kadar carpik Avrupa’da boyle bir sey bulamazsiniz ” Bire bir bu degilse de bunun benzeri bir yorum yapan Basturk bir gazeteciye hiç yakışmayan gelişmemiş bir duyarlılık sergilemiştir.
Ebru’nun ölümü bizleri bu kadar üzmüşken Marmara Oteli’nin tuhaf tavrı, aklımıza birçok soru getiriyor. Bu kadar sevdikleri ve baktıkları Ebru için bu denli suskun ve hatta vurdumduymaz olmalarının nedeni nedir? Prestij mi kaybetme korkusu, para kazanamama korkusu mu? Her neyse ne…
Bence, her sağduyulu hayvansever, Marmara Oteli Ebru’nun başına gelenler ile ilgili olarak harekete geçmediği ve sorumluluların bulunmasına ön ayak olmadığı sürece, Otel’i yok saymalı, semtine uğramamalı!!!!
Ebru vefa hakediyor. Marmara Oteli ise so derece vefasız davranıyor.
olanları okudukça ebrunun resmine her baktıkça onun o şirin yüzünü hatırladıkça hıckırıklara boğuluyorum. ebruyu 4 senedir düzenli olarak her gün okula giderken görüyordum ve her sabah bu güzel kıza bir gülümsemeyle günaydın diyordum. Olanlara karşı tepkim kelimelerle ifade edilemeycek kadar büyük. içim sızlıyor… bu dünyada ya bizler ait değiliz ya da bu caniler… hepimizin tüm hayvan dostlarının başı sağolsun bir meleğimizi daha kaybettik