Kanal T: Medya çizgiyi aşınca
Biz “Sahip Çıkalım!”da hergün birbirinden acayip davranışlara tanık oluyoruz. İnsanların hayvanlara yaptıkları anlaşılmaz ötesi; bunu hepimiz biliyoruz ve bazı insanlar bu konuda birşeyler yaparken bazılarıysa sadece izliyor.
Ancak zaman zaman bazı insanlar röntgenciliğin son noktasına gidiyor. Havlatavla ve ortakları Kanal T’nin yaptığı gibi.
TV’de yarışmaların her türlüsünü gördüğümüzü zannettiğimiz bir anda Kanal T dünyanın en saçma, garip, iğrenç ve sapkın sözde eğlencesiyle karşımıza çıkıyor. Bunu da, adı yaptığı rezilliklerle anılan, nefret edilen bir karakter olan Panter Emel’in sunuculuğunda yapıyor.
Her satıcının bir alıcısı olduğunu, televizyondaki kanallar karıştırıldığında varolduğundan haberdar bile olunmayan insanların görülebildiğini, alternatif gerçeklere gidilebildiğini biliyoruz.
Kanal T’nin Program Direktörü Turgut Moralı’nın durumu da bu olsa gerek. Kendisi kanalın Patronu.
Tam Türk Halkı hayvan haklarıyla ilgilenmeye başladığından, medya nihayet hayvanların iyiliğiyle ilgili konulara eğildiğinde ve tam da en çok saygı duyulan yazarlar bu konuyla ilgili sorunlara daha önce ulaşılmamış bir derinlikte yaklaştığında, tam hayvanlar hakları konusu tartışılmaya başlandığında bir televizyon kanalı çıkıyor ve olabilecek en düşük seviyede bir yayın yapıyor. Kısaca söylemek gerekirse hayvanların seks yapmasını destekliyor ve televizyonda yayınlıyor.
Biz “Sahip Çıkalım!”da ifade özgürlüğünden yanayız, ancak toplumu hayvanların seks yapmasını izlemekten zevk almaya yönelten bir televizyon programı çizgiyi aşıyor. Kanal T’nin burada yapmakta olduğu şey insanlığın en korkunç hali, Kanal T Zoofili’yi cesaretlendiriyor.
Ödül? Ortaya çıkan yavru köpekler onları yakalayanlara ödül olarak verilecekmiş.
Sahip Çıkalım! burada konuyu ne kadar kınadığını açıklıyor, fakat kınamamız sözle kalmayacak. Üyelerimizin hepsinin karşı çıkmakla ilgili vatandaşlık haklarını kullanarak bu konuda birşey yapmalarını istiyoruz.
Bu konuda yapacağımız iki şey var:
1. Turgut Moralı’nın ofisini arayarak (telefon numarası 0212 642 35 35) bu programın iptalini istemek. Bu kadar basit bir iş.
2. Sahip Çıkalım! Bu televizyon kanalının sponsorlarını (eğer varsa) tek tek arayacak. Durumu ne kadar kabahatli ve çirkin bulduğumuzu açıklayıp bu korkunç yayın kuruluşuna olan desteklerini çekmelerini rica edecek.
Internet, toplumun iletişim yollarını ve medyanın izleyicilerle ilişkisini tamamen değiştirdi. Çok uzun olmayan bir süre önce bize sunulanı almak zorundaydık. Ancak bugün izleyiciler medyaya ne yayınlamalarını istediklerini söyleyebiliyorlar. Kanal T Sivil Toplum hareketinin gücünü görmek üzere.
Turgut Moralı: 0212 642 35 35
Sizden ayrıca RTÜK’ü arayarak ve onlara yazarak bu program hakkında düşündüklerinizi iletmenizi istiyoruz.
rtuk@rtuk.gov.tr
Tel. 0212 – 444 1 778
http://www.rtuk.org.tr/sayfalar/GorusOneri.aspx
sapik !!!
Söyleyecek söz bulamıyorum…
!!!
Sapıklığın son noktası bu!
Yarışma nasıl bir yarışma, bence anlatılmalıydı yazıda. Kanal T izleyemeyenler için. İtiraz ederken programı bilmediğimiz için zor durumda kalmayalım.
Acaba hangi kendini çok yaratıcı ve esprili sanan, geri zekalıların aklına gelmiş bu fikir? Tamamen psikopatça hazırlanmış bir rezalet.Hayvanların da saygıyı hakettiklerini anlıyamıyacak kadar vicdanları gelişmemiş yaratıklar.Hele ödül olarak,ortaya atılan yavru köpeklerin verilmesi,(bunu yazarken bile içim acıyor)ne demektir?Bu aşağlık yarışmaya zevkle katılacak,birinin o küçük yavru köpekleri,korkutarak,kovalıyarak ,av yakalar gibi yakalaması ve onu sahiplenmesi, bir küçük canlıyı,bir canavarın eline teslim ederek her türlü işkenceye,maruz kalmasına neden olacaktır.Bu nasıl bir zihniyettir??
Lanetle kınıyorum.Bu konuda yapabileceğim ne varsa,yapacağım….
Yazıklar olsun, ne biçim bir millet olduk biz. Oldu olacak bir de arena kuralım, ortaya kedi köpek ne bulursak atalım, önce çiftleşsinler sonra birbirlerini yesinler. Bu programı, belli ki çok düşünüp (!) ortaya çıkarmış olanlara, sormak isterim, “Çocukluğunuzda ne yaşadınız da büyüyünce böyle tuhaflaştınız?” O RTÜK de bir işe yarasın artık, orası kese doldurma yeri değil, iş yapma, televizyonları denetleme mercii. İllallah bunlardan, yaratıcılık mı bu şimdi? Bu olsa olsa Zoofili, hoş bu adamlar bu terimin anlamını da bilmiyorlardır ya…
Yaşamımın herhangi bir safhasında “RTÜK gerçekten gerekli galiba” diye düşüneceğimi sanmazdım. O da oldu. Çok garip bir yolda gidiyoruz.
yapmayı düşündükleri programın nasıl bir sapıklık olduğunu elimden geldiğince nazik şekilde açıklamak üzere irtibat numarasını aradım. çıkan operatör ısrarla program içeriğinin yalnızca yabancı belgesellerden parçalar olacağını, açıklanan formatta bir durum olmadığını, internetteki açıklamaların da onlar tarafından yapılmadığını belirtti. nasıl iştir anlamadım. bir takım hasta beyinlerden çıkma çirkin bir reklam çabası sanırım..
hangi rezillikle anıldığını bilmiyorum ama, Panter Emel,basında yansıtılanın aksine, entellektüel birikimi epey fazla bir teyzedir. yeşil anarşist hareketin içinde bulunmuş, “efendisizler”, “özgür hayat”, “öküz” ve “hayvan” dergilerinde yazmıştır. sadece hayvanlar için değil, cinsel ayrımcılık, antinükleer kampanyalar, türcülük karşıtı antiotoriter pek çok eylem ve gösteride yer almıştır. noam chomsky Türkiye’ye geldiğinde, panter emel’in de içinde bulunduğu sosyal ekolojist dönüşüm grubuyla özel bir toplantı yapmıştı. son olarak bush karşıtı bir gösteride göz altına alınmış ve bir kaç yıl süren dava sonucunda beraat etmiştir. kutluğ ataman’ın, istanbul film festivalinde de gösterilen “ay’a seyahat” belgeselinde, bülent somay, nilüfer göle, etyen mahcupyan, murat belge ve panter emel görüş bildiren aydınlar olarak rol almışlardı. basının neden farklı bir panter emel gösterme gayreti olduğunu anlamak için, althusser’in “devletin ideolojik aygıtları”na göz atmak yarlarlı olabilir. kaldı ki bu tarz bir programı panter emel’in sunacağını düşünmek için, popüler kültürün gazını yutan, sadece önüne konanı alan, sorgulama ve araştırma kapasitesi gelişmemiş olmak gerekir.
rezil olmanın yolu buradan geçer, geçiyor zaten.