Sahip Çıkalım! Başlangıçlar: Zoe

Help us Save Lives.. SHARE!Share on Facebook
Facebook
Tweet about this on Twitter
Twitter
Share on Reddit
Reddit
Pin on Pinterest
Pinterest
Email this to someone
email
Zoe at the shelter
Zoe at the shelter
Zoe, boş bir arazide, demir bir kablo ile bağlanmış şekilde bulundu. Günlerdir oradaydı, İstanbul’ın ıslak sonbaharında acı içinde zangır zangır titriyordu.
O zamanlar Sahip Çıkalım! yoktu ve benim üç tane köpegim vardı. Onu alıp SHKD’ye, şehrin en iyi barınağına götürdüm ve ben güvenli bir yer bulana dek ona bir kaç gün bakmalarını rica ettim. Bliyordum, bu bir çözüm değlidi, hatta geçici bir çözüm dahi değildi. Barınaktan uzaklaşıyordum ki, arkama baktığımda, o, köpek evinin önünde durmuştu, yüzünü gördüm…Arabayı döndürdüm, onu onu kaptıgım gibi yanıma aldım, evime götürdüm.
Deep Sleep
Deep Sleep

Eve girişiyle beraber, her kurtarılmış köpeğin yaptığını yaptı. Uyudu…derin ve huzurlu bir uyku çekti..tam 14 saat. Sıcacık ve güvendeydi.

Zoe, sadece bir köpeğin tadabileceği tüm neşe ve mutluluğu tattı.
İştahla yemek yedi, delice oyunlar oynadı, tüm köpeklerimi çıldırtarak yanımda kütük gibi uyudu. Onun, ayrıca bir özen ve ilgiyi hak ettiğini hissediyordum.
Eve geldiğinden iki hafta sonra Zoe hastalandı. İyi görünmüyordu, derhal veterinerime gittik.
İlk testler sonuçsuzdu.  Gençlik hastalığı değil gibi görünüyordu, daha çok mantar enfeksiyonu var gibiydi.
Belirtiler daha önce nerdeyse hiç rastlanmadık türdendi ve ani kas kaybı durumun vehametini doğruluyordu.
Zoe gravely ill
Zoe gravely ill
Ali, konsültasyon için bazı meslektaşlarını aradı. (Bu muhteşem “veterinerler”in tamamen kaygısız tutumları ve bazılarının geri bile dönmemesi benim için korkunç hayal kırıklığıydı.) Ama artık çok geçti. Sonunda doğrulanan sinirsel gençlik hastalığı sebebi ile, Zoe hastalığa karşı hızla yenik düşüyordu.
Yapılabilecek herşeyi yaptık ama o, hiç bir tedaviye yanıt vermedi.
1 Ocak 2008’de Zoe’nin acıları son buldu.
Yağmurlu bir gündü. Melekler Zoe’nin gidişine ağlıyorlardı.
Dave Matthews’in Gravedigger(Mezarcı) şarkısının sözleri kafamın içinde yankılandı durdu.
Mezarcı
Mezarımı kazarken
Çukuru sığ tutar mısın,
Böylece yağmuru hissedebileyim.

Çok anlamlıydı…Çukuru derin değil, sığ bıraktım ve birtanecik Zoe’mi son huzurlu yerine bıraktım.
3 hafta sonra Zoe’yi kaybedişimin ikinci yıldönümü olacak. Benim yaşlı Simba‘mın ölümünden sadece beş gün önce melek oldu. Hayatımın en zor günleriydi.

Beni, Sahip Çıkalım!‘ı yaratmaya iten, bu iki arkadaşımı kaybetmenin verdiği derin kederle dolu geçen o günlerdir. Yolculuğumun nereye varacağı ya da başarıp başaramayacağım hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu.

Bugün, nerdeyse iki yıl sonra, Sahip Çıkalım! BİZİM yolculuğumuz oldu; yüzlerce canı kurtardık, binlerce bağ kurduk ve gün be gün büyüyen, eşi benzeri olmayan bir organizasyon kurduk.
Sahip Çıkalım! ve onun Türkiye ve dünya çapındaki hayvan dostlarımızı korumasındaki benzersizliğinin gücü ile ilgili çok büyük hayallerim var.
Sahip Çıkalım!‘ı bir sonraki aşamaya  taşımamıza yardım edin. Lütfen, Sahip Çıkalım!’a katılın; tüm networkünüzü bizimle beraber olmaya davet edin ve hayvanlarımız için yepyeni bir gelecek kurmamıza yardım edin.


Viktor Larkhill

Help us Save Lives.. SHARE!Share on Facebook
Facebook
Tweet about this on Twitter
Twitter
Share on Reddit
Reddit
Pin on Pinterest
Pinterest
Email this to someone
email

3 comments on “Sahip Çıkalım! Başlangıçlar: ZoeAdd yours →

Comments are closed. You can not add new comments.

  1. Nihal Ergün says:

    A very impressive story … I'm proud of being a member of Let's Adopt, as all we know all the stray dogs are not in luck like Zoe…
    Zoe the angel ; let it sleep in lights, let it look down you from stars…

  2. Banu Güneri says:

    Siz benim hayatımızı değiştirdiniz Viktor. 38 yaşında hayat değişir mi? Evet değişir işte. Marmara Otel'in Ebru'su ile girdiniz hayatımıza. Ben bugüne kadar hiçbir siyasi görüşe, hiçbir topluluğa, hiçbir kuruluşa ait hissetmedim kendimi. Ta ki Lets Adopt ile tanışana kadar. Evet ben artık kendimi Lets Adopt'a ait hissediyorum. Bizi Vernon'la tanıştırdınız. Ağustos ayından itibaren biz Aytaç'la başka insanlar olduk. Bundan önce işten eve gelip televizyon karşısında pinekleyen, h.sonları öğleden sonralara kadar uyuyan kişilerdik. Vernon hayatımıza girdi, çocuk istemiyoruz ama o bizim bebeğimiz oldu ve biz bambaşka insanlar olduk. Sosyalleştik, bir canlının sorumluluğunu aldık, kilo verdik :), günleri uzun uzun yaşamaya başladık, tahammül gücümüz fazlalaştı, işten stresli döndüğümüzde biri sakinleştiren ve günü tüm sıkıntılarını unutturan biriyle karşılaşıyoruz artık. Evet Lets Adopt ve Vernon'a aitiz artık biz.

    Sevgiler hepinize.

  3. I remember Zoe very well and how hard you tried to rescue her…
    At least her last memories has been full with care and love..
    You brought the a real awareness of what is going on.
    I am so proud of you